Netaş CEO’su Müjdat Altay önce 4G’nin en güncel versiyonunu ardından da bu dünyanın siber güvenliğini geliştirdiklerini açıkladı. Bölgesel sistem entegratörüne dönüşen Netaş’ın yeni oyun alanı gelecek 20 yılın teknolojilerini barındırıyor.
Netaş, 1980’lerin sonlarında genç bir mühendis adayı olarak staj yaptığımda en yeni teknolojileri yakından takip eden bir genel müdürlük ile üretim bölümünü bir arada tutan komple bir tesisti. Yıllar sonra 2010’lu yıllara yaklaşırken ziyaret ettiğimde, en dikkat çekici değişim tesisin üretim yapılan bölümündeki lehim havuzu ve bundan buram buram yayılan erimiş metal buharının kokusunun ortadan kaybolmuş olmasıydı. Netaş bu tarihlerde hâlâ Nortel’in bir parçasıydı ama yazılıma odaklanan şirket lehim havuzunu kaldırıp o katı yazılım geliştiricilerin harıl harıl çalıştığı bir yetenek havuzuna çevirmişti.
Aradan geçen yıllarda Netaş’ın Ümraniye’deki bu kampüsü tamamen ortadan kalkarken şirket Kurtköy’deki yeni binasına taşındı. Yenişehir’deki Esas Gayrimenkul/Aeropark binasında Pegasus ile komşu olan Netaş ile aynı binada Pegasus Havayolları da yer alıyor. Aynı binada yer alan Caffe Nero ve DC Fitness spor salonu ve Esas Gayrimenkul’ün Aeropark için yaptığı reklamda kullandığı “Homeofis değil, Ofishome” Netaş çalışanlarının yeni yaşam alanının özellikleri hakkında bir fikir veriyor.
Netaş’ın yeni çalışanları hakkında fikir sahibi olmak içinse Foursquare’de paylaştıkları fotoğraflara bakmak yeterli. Netaş, mühendislik yeteneklerinin üzerine yumuşak becerileri (soft skill) eklemeyi başarmış görünüyor. Paylaşılan fotoğrafların bir kısmı bina ile ilgili olsa da ağırlıkla içerideki yaşamı yansıtan kareler -ve dikdörtgenler- dikkat çekiyor. Oturma düzeninin ekip çalışmasına uyacak şekilde ayarlanmış olmasından çalışanların binaya damgalarını vurmasına kadar birçok unsur, orada neler olduğunu anlamak için kahin olma gereğini ortadan kaldırıyor. En çarpıcılarından biri, duvardaki Sünger Bob çizgi film karakteri Patrick Star. Bu, CEO Müjdat Altay’ın geleceği kucaklama ve bu doğrultuda teknoloji geliştirme vizyonunun sadece sözde olmadığını gösteren güçlü bir işaret. İnsan kaynağı başta olmak üzere bu sistemin yollarının bütün taşları itinayla döşeniyor.
Altay, “Biz geliştirdiğimiz her teknolojiyi gelecek 20 yıl boyunca satacak şekilde geliştiriyoruz. 4G’yi geliştirirken böyle yaptık, güvenlik tarafındaki çalışmalarımız da böyle” diyor. Bütün bunların içinde yer aldığı çatı ve Netaş’ın yeni kimliğini belirleyen kod sözcük ise “bölgesel sistem entegratörü”. Bu yılın şubat ayında 2014 rakamlarını açıklayan Netaş’ın, 2014’te aldığı siparişlerin yüzde 30’unun yurtdışından gelmesini sağlaması, bölgesel sistem entregratörü olma doğrultusunda önemli bir veri olarak kendisini gösterdi. Bölgesel genişlemenin bir diğer bileşeni olan derinlik kazanma konusunda da önemli adımlar söz konusu. Özellikle Bangladeş, Kazakistan ve Cezayir’de daha da derinleşen Netaş, bunun sonuçlarını da gördü. Şirket 2014’te yurtdışı satışlarda yüzde 105 ve siparişlerde yüzde 260 artış sağladı. Netaş’ın Cezayir’de toplam 136 milyon dolarlık iki sözleşmenin ardından bu ülkedeki varlığını artırmak istediğini söyleyen Altay, “Tunus, Fas, Kazakistan ve Türki Cumhuriyetlerde varlığımızı artıracağız” diyor.
Yurtdışı siparişlerin payını yüzde 9’dan yüzde 30’a çıkaran Netaş’ın 2014’te yaptığı teknoloji ihracatı 171 milyon lirayı buldu. Bu büyüme Netaş için ilk anda düşünüldüğünden daha önemli. Türkiye’nin inovasyonu ve Ar-Ge’yi teşvik konusunda yazdığı destanların inandırıcılığı ayrı bir tartışma konusu ama ticarileşmiş teknolojiyi kullanarak yerli şirketlerin büyüdüğü bir ortam yaratmak ya da bu tür şirketlerin ABD’den Çin’e kadar bütün dünyada sahip olduğu kendi ülkesinde büyüme zeminini yaratma konusundaki karnesinin bozukluğu tartışma götürmüyor.
Bu, Netaş’ın geliştirdiği yerli 4G’nin yurtiçinde kullanılması ihtimalini oldukça düşürüyor. Netaş’ın 700 kişilik Ar-Ge ekibiyle geliştirdiği 11. sürüm 4G, şu andaki en ileri teknoloji olmasına karşın şubat ayındaki toplantıda Altay, çalışır durumdaki bu yerli teknolojinin geleceği hakkında güvenle konuşamıyordu. Bir yandan operatörlerle görüşmelerinin olumlu gittiğini söyleyen Altay, diğer yandan 4G ihalesi öncesinde bu alana yabancı şirketlerin ilgisinin yoğun olduğunu ve bunun uzun bir süreç olduğunu ifade ediyordu. Gelecek 20 yıl için teknoloji üretmenin diğer boyutunu da denge oluşturuyor.
Yurtdışındaki başarılı projeler Netaş’ın yurtiçinde de bu tür alanlarda ayak izini genişletmesini sağlayacak. Bir uzman, mevzuatın kullanılacak 4G teknolojisi için açılan ihaleye katılanların sistemlerinin en az bir operatör tarafından kullanılmasının gerektiğini söylüyor. Aynı uzman, teknolojinin güvenilirliği konusunda bir emniyet kilidi olarak benimsenen bu yaklaşımın yerli üreticiler için giyotine dönüştüğünü ve Türk şirketlerinin Türkiye’de iş yapabilmek için önce globalleşmesi ve sonra iç pazarda iş aramasını gerektiriyor. Altay, bu konuda çok fazla konuşmuyor ancak bu tür bir kurgunun şansı konusunda “Bu Türkiye’de sistem kullanılmadan mümkün değil, siz yemediğiniz bir yemeği komşunuza yedirebilir misiniz?” yorumunu yapıyor. “Bölgesel sistem entegratörü” kimliği bu noktada da sihirli bir tanımlamaya dönüşüyor.
Netaş’ın teknoloji geliştirme stratejisi de anlık kararlara dayanmıyor ve çok güçlü bir planlama sonucunda ortaya çıkarılıyor. Daha eskiye gitmeden şirketin 31 Aralık 2013’te sona eren döneme ait faaliyet raporunda -Netaş daha bölgeye açılmadan Türkiye’nin en büyük sistem entegratörü haline gelirken- şirketin bu dönemde Ar-Ge faaliyeti yürüttüğü alanları, çoklu ortam ve VoIP teknolojileri, IP güvenlik çözümleri, 4G – LTE teknolojisi, büyük veri analizi, ve M2M’de sektörel çözümler olarak sıralıyordu. Bu listenin sonuna “… gibi yeni nesil teknoloji ve uygulamalara odaklanarak dünyada ilkler arasına giren Ar-Ge projeleri gerçekleştirmiştir. Ayrıca Ar-Ge projesi yenilik sınıflandırması açısından ‘Türkiye için yeni bir ürün geliştirilmesi’ kapsamına giren birçok proje Netaş laboratuarlarında yürütülmektedir” ifadesini ekleyen şirketin Ar-Ge’ye verdiği önem ise şöyle ifade ediliyordu: “Netaş’ın Türkiye’nin en büyük sistem entegratörü konumuna gelmesinde, Ar-Ge Merkezi’nin rolü büyüktür. Bugün, Netaş Ar-Ge Merkezi, katma değer sağlayan çözümleri dünya ile yarışacak hatta öncü olacak şekilde geliştirmektedir.”
Bütün bu çaba, Netaş’ın 2014’te satışlarını yıllık bazda yüzde 17,3 artırarak 741 milyon liraya ulaştırırken faiz ve vergi öncesi kârını yüzde 159 artışla 27,8 milyon liraya yükseltmesini sağladı. Netaş CFO’su İlker Çalışkan, bu adımların finansallara yansımasının diğer boyutunu faiz, amortisman vergi öncesi kâr (FAVÖK) marjının 100 baz puan artışla yüzde 5’e yükselmesi olduğunu kaydediyor. Çalışkan, Netaş’ın 2015’te bu marjı 100 baz puan daha artırarak yüzde 6’ya yükseltmeyi planladığını da ifade ediyor.
Çalışkan, Netaş’ın bu yılın üçüncü çeyreğinde net zarardan net kâra geçmeyi planladığını da söylüyor. Bu, şirketin yatırım almasının ve yeniden yapılanmasının damgasını vurduğu geçiş sürecinin tamamlanmasının simgesel göstergesi olacak. Yüzde 36,41’i halka açık ve yüzde 15’i Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na ait olan Netaş’ın yüzde 48,59 hissesinin OEP RHEA Turkey Tech B.V. tarafından satın alınması, bu yeniden yapılanma sürecinin başlangıcı olmuştu.
JP Morgan’ın özel girişim sermayesi kolu olan One Equity Partners, Türkiye’den Rhea Portföy Yönetimi ile birlikte -sırasıyla yüzde 99 ve yüzde 1 hisse payları ile- OEP Rhea Turkey Tech B.V’yi kurarak Netaş’a yatırım yapmıştı. Bu yatırımın ardından Netaş, Türkiye’nin önce gelen sistem entegratörü Probil’in yüzde 100’ünü ve bilişim destek hizmetleri şirketi BDH’nin tamamını satın aldı. 1989’dan beri hizmet veren Probil, sektörel çözümlerden iş çözümlerine, sistem entegrasyon çalışmalarından dış kaynak kullanımına, servis ve bakım hizmetlerinden network çözümleri ve danışmanlığa kadar geniş bir yelpazede uluslararası alanda hizmet veriyor. BDH (Bilişim Destek Hizmetleri) ise, bilgi teknolojileri alanında, marka bağımsız olarak, küçük ölçekli firmalardan büyük kurumlara ve kamu kuruluşlarına kadar danışmanlık, stratejik dış kaynak kullanımı, donanım ve destek hizmetleri sağlıyor.
Bunların sonrasında Kron’un yüzde 10’unu satın alan Netaş, yapısını başka bir yönden de güçlendirmiş oldu. Kron, yeni nesil ürünleri ve bütünleşik çözümlerinin hızlı entegrasyonu ile servis sağlayıcıların müşterilerine daha iyi hizmet vermesini sağlarken müşterilerine, yüksek performanslı donanımları, dağıtık uygulama platformları ve açık kaynak kodlu ürünlerin stratejik rekabet avantajını sağlama vaadinde bulunuyor.
Netaş, bu yapı ile yoluna devam ederken Altay, yeni iş modellerinde platformlara önem verdiklerini ifade ediyor. Adalet Bakanlığı’ndan spor, finans, enerji ve afet gibi alanlara kadar uzanan geniş bir yelpazede platform oluşturan Netaş’ın CEO’su Altay, “Bu kadar platform oluşturduğunuz zaman orada bir akıllı (smart) kavramı oluşuyor. Bundan sonraki amacımız, yazılımları da ekleyerek bu aklın üzerinde akıllı binalar inşa etmek ve işi büyütmek” diyor ve “İnovasyon artık platform üzerinde geliyor” diye ekliyor.
Altay, bunun en kolay anlaşılır örneğinin iPhone ve iPad platformları üzerinde gelen uygulamalar olduğunu ifade ediyor. Bu platformların binlerce uygulamanın kapısını açtığını söyleyen Altay, “Fakat burada ilginç bir şey var. Hayat değişiyor; burada bir dönüşüm yaşanıyor; yeni bir cihaz, yeni bir platform geliyor ama biz eskiye sabit kalıyoruz” diyor.
Bunun ilgi çekici bir örneği güvenlik konusunda yaşanıyor. Artık akıllı cihazlar yardımıyla kişilerin konumlarının bilinmesine karşın güvenlik uygulamalarında standart süreçler işletiliyor. “Birinin evde olduğu telefonun konumundan bilinse de, daha az soruyla güvenli bir işlem yaptırmak yerine evde de ofiste de aynı sorularla gelip müşteriyi boğuyor. Akıllı aletlerin (appliance) yarattığı değişimi biz daha yüzde 100 kendi yararımıza kullanamıyoruz. Bunun üzerine çok şey gelecek” diyor.
Bu bakış açısı Netaş’ın yeni DNA’sının temeline işleyen var olma içgüdüsüne hizmet eden önemli bir vizyon ve Netaş’ın geleceğini garanti altına alacak projeler gerçekleştirmesi için sağlam bir temel oluşturuyor. Bunun operasyon tarafına sistem entegratörlüğünde önemli bir değişimi gerçekleştirme zorunluluğu damgasını vuruyor.
Altay, “Sistemi oluşturmaya başladığın zaman o sistemin müşteriye değer katabilmesi için, o değerin müşteriye daha uygun, fit ve sanatsal olması lazım. Askıdan aldığın bir elbiseyi giy ve yürü diyemiyorsun müşteriye; onun yaşam biçimine, müşterilerine hizmet etmek zorundasın. Hatta sistem entegrasyonunun yeni bakış açısından şöyle de bir gerçek var; artık hem CIO hem de CEO bizim müşterimiz” diyor. Altay, bunun bir boyutunu da, “CIO’ların artık CEO gibi düşünmesinin gerekli hale gelmesi” şeklinde ifade ediyor.
Bunun açıklaması, CIO’ların şirketleri için taşıdığı yeni önemi de ortaya koyuyor. CIO’lar artık kendi sistemlerini mükemmel hale getirmek için alım yapmıyor; şirketlerinin daha iyi müşteri bulması, bunu daha hızlı yapması, firmalarının rakamlarının iyileştirilmesi için çalışması gerekiyor. Bu dönüşüm ciddi bir biçimde ilerliyor.
Bu, Netaş’ın yazılımla yarattığı katma değerli yaklaşımın yeni bir aşaması. Yıllar boyunca donanımın önem taşıdığı dünyada Nortel’in dev cihazlarıyla gurur duyan Netaş, daha sonrasında her şeyin sunuculara taşındığı dünyada yazılımı keşfetmeyi bilmişti. Şimdiki konu, yazılım ile donanımın uyumlu çalışmasını sağlamak. Yazılım mimarları, bunların arkasında yazılımcılar ve onların yanında da gömülü yazılımcılar çok önem kazanan bir yeni yapı oluşturuyor.
Bu dünyada en önemli konu şirket organizasyonunun esnekliği. Üç sene önce, müşterilerine değer katan şirket olma vizyonu ile yola çıkan Netaş, hem CIO/CEO tarafındaki değişimi hem de yeni iş modellerini yakalama konusunda önemli mesafe kat etmiş durumda. Geçmişteki rakiplerinin ortadan kalktığı ya da zayıflayıp konsolidasyona uğradığı bir dünyada bu, Netaş’ın varlığını sürdürmesi için yeterli mi? Bu konuda güven duymak için satır aralarını okumayı bilmek gerekiyor.
Şirketin son olarak açıkladığı ses güvenliği çözümü, ilk anda yabancıların yüzde 97 paya sahip olduğu güvenlik pazarında abesle iştigal gibi görünüyor ancak satır arası şu: 4G’ye geçilmesinin ardından LTE üzerinden ses (Voice Over LTE-VoLTE), fiyatlandırma dahil her şey data üzerinden hesaplanırken telefonla konuşmanın yeni hali olacak. Bunun güvenliğinin önemini anlamak zor değil. Bunun üzerine sesli imza ile yapılacak işleri ve bunun ekonomisini ekleyin. Sonra Netaş’ın 4G teknolojisini de adisyona yazın. Ortaya çıkan bilanço kesinlikle ilgi çekici.
Ancak şimdiye kadar içinden 10 bine yakın mühendis geçen şirket tarihi boyunca hep yapıcı bir şirket olarak ülkenin kalkınmasına hizmet etti. Yeni dünya ise, yabancıların “disruptive” sözcüğü ile açıkladığı; bizim hâlâ “bozucu”nun üzerinde bir karşılığı bulamadığımız yeni bir kurallar bütünü üzerinde dönüyor. Netaş’ın en büyük sınavı, bu bozucu kimliği geliştirmek olacak. Gerisi zaten hazır.
AKILLI BİNAM