İnsanların beklentisi 2030’da sürücüsüz araçlara binmek
Yaşama, seyahat ve satın alma biçimlerimizi değiştiren mobilite, hayatımızın tüm boyutlarını dönüştürüyor. Yarının mobilite sistemleri, günümüzde birçok ülkede mevcut sistemlerden muhtemelen çok farklı olacak; çünkü önemli yeniliklerin merkezine bireyi ve ortak seyahat sistemlerini yerleştirecek. Yolcuların daha hızlı ve güvenli hareket etmesini sağlayacak akıllı çözümler geliştirmek için ulaşım sistemine yatırım yapılarak yeni politikalar, gelişkin yaratıcı tasarımlar, yeni çözümler ve yeni teknolojiler geliştirmek gerekiyor. Kirlilik ve trafik yoğunluğu da bunu gerekli kılan nedenler arasında.
2030'a gelindiğinde mobilite fikri, daha hizmet odaklı olacak ve sürdürülebilir bir mobilite sistemine yaklaşacak. Bu, Türkiye için de kritik önemde; çünkü Türkiye hibrit ve elektrikli otomobil satışlarını artırmayı planlıyor ve tüm büyük otomobil üreticileri önümüzdeki üç yıl içinde piyasaya elektrikli araçlarını sürmeye hazırlanıyor.
Bu bağlamda, Ulaşım ve Mobilite endüstrisinin geleceğini araç inovasyonuyla şekillendiren, ve ulaşım ve mobilite alanlarında önemli bir rol oynayan Dassault Systèmes, 2030’da mobilite konulu bir araştırma yayımlayarak ulaşımın geleceği ve teknolojik ilerlemenin davranışlarımızı nasıl değiştireceği üzerine önemli bulgular paylaştı. Dassault Systèmes adına CITE Research (www.citeresearch.com) araştırma şirketi ABD’li 1.000 yetişkinle internet anketleri gerçekleştirdi. 19-29 Kasım 2018 tarihleri arasında yürütülen söz konusu anketler, kullanıcıların ev, seyahat ve perakende alanlarına dair müşteri deneyimi beklentilerini ortaya koydu.
Çoğunluk 2030 yılında hibrit veya elektrikli araç kullanacağını öngörüyor
Ankete katılanlar 2030 yılında hibrit veya elektrikli araçların yaygın hale gelmesini bekliyor ve yaklaşık dörtte üçü bu tür bir arabaya sahip olacağını ifade ediyor (75 hibrit, 71 ise şarjlı hibrit araç veya elektrikli araç kullanacağını düşünüyor). Yarısından fazlası otonom bir araç (63), sürücüsüz bir araç (57) veya hyperloop treni (51) kullanmayı öngörüyor.
Erkek katılımcılar arasında şarjlı elektrik araç (75), otonom araç (69), sürücüsüz araç (64), hyperloop treni (56) ve kişisel hava taksisi (43) kullanma beklentisi daha yüksek. Hane geliri 100 bin doların üzerinde olanların da söz konusu teknolojileri kullanma beklentisi daha yüksek.
Ankete katılanlar 2030’da mobilite hizmetlerinden bir dizi özellik bekliyor
Çoğu katılımcı bütün mobilite hizmetlerini 2030’a kadar görebileceği beklentisi içinde. Aracını paylaşma beklentisi en çok Y kuşağında (25-34 yaş) yaygın (77’si bunu muhtemel görüyor). Erkekler arasında internet bağlantılı park etme beklentisi (78) ve aracını paylaşma beklentisi (66) daha yaygın.
Mobilite teknolojisi şu üç temel faydayı sağlayacak: maliyet azaltma, zaman tasarrufu ve güvenlik
Genç yetişkinler faydalar arasından en çok kişiselleşmeye vurgu yapıyor – 18-24 yaş grubunun 40’ı ve 25-34 yaş grubunun 38’i bunu üç temel faydadan biri olarak sayıyor. Otomasyona da daha fazla vurgu yapıyorlar.
Daha yaşlı katılımcılarsa aslen zaman tasarrufuna odaklanıyor (35-44 yaş grubunun 60’ı, 45-54 yaş grubunun 58’i ve 55 yaş ve üstü grubun 57’si bunu üç temel faydadan biri olarak görüyor).
Güvenlik amaçlı gözetim, yerel enerji üretimi/alımı ve ortak çalışma alanlarına ilgi artıyor
Ankete katılanlar hükümete veya özel şirketlere, kişisel bilgilerine erişim vermeye istekli değil (yarısından fazlası 2030 yılında bunu yapmayacaklarını ifade ediyor).
18-44 yaş arasındaki daha genç katılımcılarda, 45 yaş ve üstü daha yaşlı katılımcılara nazaran bütün bu davranışların gerçekleşmesi beklentisi daha yüksek - güvenlik amaçlı gözetim hariç. Teknolojiyi hızlı benimsemeye meyilli olanların, bütün bu teknoloji/davranışlara dair beklentisi de daha yüksek.
Özetlersek, tüketiciler 2030 yılına gelindiğinde, hibrit / elektrikli / otonom araçlara geçiş de dahil olmak üzere, ulaşım alanındaki bir dizi teknolojik ilerlemenin norm haline gelmesini bekliyor. Yeni nesil araçların başarısı; gelişmiş yaratıcı tasarımlar, ortak zeka, sistem mühendisliği ve çok alanlı işbirliği gerektiriyor. Sürücüsüz, internet bağlantılı araçlar verimli, uygun fiyatlı, temiz ve çevre dostu bir seyahat çağını müjdeliyor.