Rolls-Royce, yapay zekanın gücünden yararlanıyor
Zaman ve para günümüzde her sektör için vazgeçilmez bir önem taşıyan iki unsur konumunda. Bu iki unsurun öneminin farkında olan Rolls-Royce İnovasyon Merkezi, bir uçak motorunun kontrolü için gereken süreyi 75 oranında azaltabilen ve beş yıllık kontrol maliyetlerinde 100 milyon sterline kadar tasarruf sağlayabilen Akıllı Boroskop'u geliştirdi. Akıllı Boroskop sadece maliyet odaklı bir çözüm sunmak yerine, aynı zamanda havacılık kontrol prosedürlerinin geleceğine potansiyel dönüşüm sağlayayan bir teknolojiye de imza attı.
Konuyla ilgili olarak Rolls-Royce Bilgisayarla Görüntüleme Uzmanı Adriano Pulisciano şunları “Yeni Akıllı Boroskop’umuz, en son teknolojiyi ve yapay zekâyı daha önce havacılık endüstrisinde hiç kullanılmamış bir şekilde bir araya getiriyor” dedi.
Günümüzde ortalama bir uçak, kullanım ömrü boyunca 60 milyon mile yani dünyanın çevresinde 2.400 tur atmaya eşdeğer 20.000 kadar uçuş gerçekleştiriyor. Bu nedenle çok çalışan uçak motorlarının düzgün durumda olduğundan emin olmak için düzenli kontroller gerçekleştirilirken, yaklaşık 20.000 parça bulunan motorların içine girilip, bu parçaların incelenmesine olanak sağlayan boroskoplar kullanılıyor.
Pulisciano “Rutin bir boroskop kontrolu, uçağı 12 saat hizmet dışı bırakabilir. Geçen bu sürede uçak havada olamayacağı için müşterilerine 12 saat süren ciddi bir maddi kayıp yaşatabilir. Havacılık endüstrisinin ilk yapay zekâ motor kontrolü olan Akıllı Boroskop ise belirli kontrollerde ölçüm yapma ve karar verme kısmı için harcanan süreyi önemli ölçüde azaltma kapasitesine sahip. Bu sayede müşterilerimize de büyük oranlarda zaman kazandırıyor’’ diyerek sözlerini sürdürdü.
Akıllı Boroskop, Rhinestahl CTS FutureDrive Electronic Turning Tool ile çalıştırılırken motordan veri almak için yapay zeka uygulamaları ile etkinleştirilmiş son teknoloji Waygate Technologies RVI kontrol ünitesini kullanıyor. Rolls-Royce’un, Roke Manor Research ile geliştirdiği ve Waygate Technologies ile boroskop kontrol ünitesine entegre ettiği yapay zeka uygulamaları, tüm verileri ileri analiz için doğrudan Rolls-Royce Bulut ağına göndermeden önce yetkililerin motorla ilgili sorunları belirlemelerine yardımcı oluyor. Buluta bağlanabilirlik sayesinde, veriler alındıktan sonra bazı kontroller çevrimdışı olacak şekilde tamamlanabiliyor. Bu sayede kullanıcılara daha önce havacılık endüstrisinde hiç görülmemiş bir otomasyon seviyesi sağlanıyor.
Pulisciano konuyla ilgili olarak ayrıca şunları belirtti: “Bu teknoloji yalnızca kontrol sürelerini hızlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda tüm filomuzun verimliliğini en üst seviyeye çıkarıyor. Gelecekteki tasarımlarımızı iyileştirmek için yararlanabileceğimiz yüksek kaliteli standardize verilerin tüm motorlarımızdan alınmasına ve analizi yoluyla işimizde pek çok yönde dönüşüm sağlamamıza olanak sağlıyor.”
Nasıl Çalışıyor?
Yaklaşık bir kalem kapağı büyüklüğündeki Akıllı Boroskop'un ucu, 3D renkli görüntüler üreten bir tarayıcı ile etkinleştiriliyor. Bu sayede, Yüksek Basınçlı Türbin kanatcıkları büyüklüğündeki nesneler bile görüntülenebiliyor ve taranabiliyor. Bunların yanı sıra Boroskop, motorun içinden geçtiği sırada, el terminali üzerinde yüklü olan yapay zeka uygulaması ile analiz edilen görüntüleri alıyor ve ardından Rolls-Royce Bulut Ağı'na gönderiyor.
Menü ile yönetilerek çalıştırılan Akıllı Boroskop, motor kademesini otomatik olarak emniyetli bir şekilde döndüren ve her bir kanadı yerine doğru şekilde yerleştiren Rhinestahl CTS FutureDrive Electronic Turning Tool’a doğrudan bağlanabiliyor. Bu sayede her kanatcık doğru bir şekilde yerleştirildikten sonra torna takımı, görüntüyü otomatik olarak almak için boroskop ile iletişime geçiyor.
Bir sonraki adımda ise, yüz tanıma teknolojisine benzer Yapay Zeka Teknolojisi aracılığıyla elde edilen uygulamadaki verileri işleniyor. Uygulama ayrıca görüntüdeki tutarsızlıkları veya aykırılıkları gösteren önemli özelliklere bakarak kanadı, tıpkı bir yüz eşleştirme programı gibi eşleştiriyor. Sonuç olarak bu teknoloji, havacılık kontrollerinde ilk kez kullanılan bir yüz tanıma Yapay Zeka Teknolojisi olup, üzerinde çalışan ekibin, Rolls-Royce’un motor filosundan toplanan temsili verilerle yapay zeka ağını sıfırdan tasarlaması ve geliştirmesiyle elde ediliyor.
Bu yapay zeka süreci uygulandığında, tahminlerin operatör tarafından incelenmesi ve onaylanması gerekiyor. Yapılan inceleme sırasında gerekirse, söz konusu tahminlerde kolaylıkla ince ayar yapılabiliyor. Bu sayede, uygulama geliştirilmeden önceki bazı kontrollerde operatörün yaklaşık 90 dakika harcaması önleniyor, toplam işlem sadece 5 dakikaya indiriliyor.
Yapay Zeka Kontrol Uygulamaları
Rolls-Royce’un geliştirdiği Yapay Zeka Uygulamalarından ilki 2021'de müşterilerinin kullanımına sunulacak. Bu hedefler doğrultusunda konuşan Pulisciano şunları söyledi: “İlk uygulama, türbin kanatcıklarının kontrolü ile ilgili olacak. Dünyanın neresinde olursa olsun kontrol işlemi yapmak isteyen her müşterimiz bu uygulamayı kullanabilecek. Tek yapmaları gereken, bakım portalımız üzerinden Borescope uygulamasını kendi el terminallerine indirmek.” Kullanıma hazır olacak bu ilk uygulama sayesinde Rolls-Royce, uygulamayı yıl boyunca daha fazla kullanıcıya ulaştırma potansiyeline sahip iki kilit müşteriye odaklanacak.
Rolls-Royce’un Akıllı Boroskop teknolojisi Akıllı Motor vizyonunun gerçekleştirilmesine dair güzel bir örnek. Bu proje üzerinde ekiple yakın çalışan Rolls-Royce Geleceğin Hizmet Önerileri Başkanı Paul Flint, yapay zekânın boroskopa entegrasyonunun Rolls-Royce vizyonu ve stratejisiyle nasıl örtüştüğü konusunda görüşlerini şöyle anlattı: “Motorlar birbirleriyle daha bağlantılı, birbirlerinden haberdar ve birbirlerini anlar hâle geldikçe, daha da ‘akıllı’ oluyorlar. Bu akıllı motorlar, işletim ortamındaki değişiklikleri anlamamıza ve bunlara yanıt vermemize olanak sağlarken, büyük veri aracılığıyla havayolları için de pek çok konuda operasyonel verimlilik elde etmemize zemin hazırlıyor. Ayrıca, gitgide gelişen bu ekosistem, motorlarımızın diğer unsurlarla bağlantı kurmasına da olanak sağlıyor. Akıllı Motor vizyonumuz ve Akıllı Boroskop teknolojimiz, müşterilerimizin daha verimli operasyonlar sağlaması için giderek artan taleplerinde yaşanan zorluklara göğüs germemize yardımcı olarak, Covid-19 salgının etkilerine karşı toparlanmaya çalışan müşterilerimize destek olabilmemizi sağlıyor.”