Türkiye genelinde 6,5 milyon bina deprem riski altında
Bugün ülkemizde, yaklaşık 20 milyonluk konut stokunun yüzde 45 gibi önemli bir kısmının sağlıksız ve ruhsatsız yapılaşmadan oluştuğu ifade ediliyor. Büyük bölümü birinci derece deprem bölgesi içinde yer alan Türkiye’de, düzensiz yapılaşma ve düşük yapı kalitesi, can kayıplarının en büyük sebebi olarak görülüyor. Deprem Haftası nedeniyle yanlış bilinenlere dikkat çeken Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, “dayanıklılık için binaların ağır malzemelerle inşa edilmesi gibi yanlış bir bilgi var, aksine can kurtarmanın yolu hafif yapılardan geçiyor” dedi.
Bugüne kadar ağır kayıpların yaşandığı deprem felaketleri, Türkiye’nin deprem kuşağı içinde yer alan bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini bizlere her seferinde acı bir şekilde hatırlatıyor. Yüz ölçümünün yüzde 90’ı deprem kuşağı içinde yer alan bir ülke olarak, deprem konusundaki bilincin artırılması ve sağlam konut bilincinin oluşturulması büyük önem taşıyor. Deprem konusunda doğru bilinen yanlışların başında ise dayanıklılık için binaların ağır malzemelerle inşa edilmesi gerektiği geliyor. Aksine can kurtarmanın yolu hafif yapılardan geçiyor. Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel 1-7 Mart Deprem Haftası’nın deprem bilincini artırmak, sağlıklı ve güvenli binaların önemine dikkat çekmek için önemli bir fırsat olduğunun altını çiziyor.
Kentsel Dönüşüm Önemli Bir Fırsat
Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, Türkiye’de yüzde 45’i oturulamaz durumda, 6,5 milyonu acilen yenilenmesi gereken binalar için, kentsel dönüşümün önemli bir fırsat olduğunu vurguluyor. Kentsel dönüşüm sürecinde en önemli kavram olan yapı güvenliğinin, özellikle ülkemiz için depreme karşı alınması gereken önlemler açısından büyük önemi taşıdığını ifade eden Erel, “depremlerin neden olduğu can kayıplarını incelediğimizde, düzensiz yapılaşmanın ve düşük yapı kalitesinin kötü sonuçlar doğurduğunu görebiliyoruz” dedi. Binaların 50 yılda bir yenilenmesi gerektiğini ifade eden Erel, yenileme sırasında ise binaların depreme dayanıklı olduğu kadar ısı yalıtımlı, çevreye duyarlı ve olabildiğince hafif yapı malzemeleri ile inşa edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Kentsel dönüşüm konusunda bir konunun gözden kaçırıldığını işaret eden Erel, “kentsel dönüşüm çalışmalarında sadece yapılara odaklanıp, kent planlama, arazi, çevresel etki değerlendirmeleri gibi noktaların kapsamlı ele alınmaması, yapılan çalışmaların bütünlüğünü olumsuz etkiliyor” dedi.
Malzeme Hayati Önem Taşıyor
Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, “Hem devlet hem de toplum olarak artık güvenli binalar inşa edilmesi noktasında geçmiş yıllara göre daha titiz davranıyoruz. Devlet yönetmeliklerinin güvenli yapı inşa edilmesini zorunlu kılan uygulamaları sevindirici. Depreme dayanıklı yapılaşmada en hayati rolü ise inşaatta kullanılan malzemenin oynadığı unutmamalıyız. Bu noktada malzemeler hafifliği ile binaların toplam ağırlığının, dolayısıyla depremde maruz kalacağı kuvvetlerin azalmasına yardımcı olmalıdır.
Yangın riski unutulmamalı
Depremlerde yıkım kadar deprem sonrası çıkan yangınlar da can kayıplarına sebep olmaktadır. Kimi deprem felaketlerinden kurtulan afetzedelerin bu yangınlarda yaşamlarını kaybettiklerini biliyoruz. Bu noktada binalarda yanmaz yapı malzemelerinin kullanılması önem kazanıyor. Bu tip malzemeler ile yapılan duvarların yangına dayanımı, diğer yapı elemanlarından oluşturulan duvarlara nazaran çok daha fazla oluyor. Malzemede dikkat edilmesi gereken bir diğer özellik ise, deprem sonrası çıkacak yangınlarda zehirli gaz açığa çıkarmıyor olmasıdır. Bu özellikler bir araya geldiğinde deprem sonrası can kayıplarının en aza indirilmesi mümkün oluyor.
AKILLI BİNAM