Akıllı hayata hazır mısınız?

Akıllı Bina (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 2739+ kez okundu.
 

Akıllı hayata hazır mısınız?

Telefonlarımız, evlerimiz, arabalarımız, sokaklarımız, kıyafetlerimiz hayatımızdaki her şey akıllanıyor. Böyle giderse kısa süre sonra her günümüz bilim kurgu filmleri gibi geçecek. Peki öngörülen teknolojik yaşam bize ne vaat ediyor? Dünya nüfusunun artık yarısından fazlası büyükşehirlerde yaşıyor. Bu nedenle geleceğimiz mega kentlere göre şekillendiriliyor. Hayatımızı kolaylaştırmak için artık her şey akıllandırılıyor. İlk önce cep telefonlarımızda gördük yeni nesil teknolojiyi. Şimdilerde ev ve arabalarımız hızla değişiyor. Tıp sektörü başta olmak üzere diğer iş sahaları da nasibini alıyor gelişmelerden. Sırada sokaklar var. Şehirleri akıllı sistemlerle donatma piyasası 60 milyar dolarlık hacme ulaştı bile. Giyilebilir teknolojileri unutmamalıyız. Günümüzde 14 milyar dolarlık küresel bir ticaret kapasitesine ulaşan giyilebilir teknoloji gelecekte ekmek ve su gibi hayatımızın vazgeçilmezi olacak. Peki o zaman nasıl bir dünyada yaşayacağız? Teknolojinin gelecekte ulaşacağı noktayı görmek için kısa bir yolculuğa çıkalım. Fazla uzağa değil, 2020'ye gidelim. Tarih size çok yakın gelebilir. Ancak teknoloji alanındaki birçok uzman öngörüsüne göre yakın gelecek böyle şekillenecek. Biz de derdirimiz daha iyi anlatabilmek için bir karakter oluşturduk. Adını da Türker koyduk. Kahramanımızın beş yıl sonra sıradan bir gününün nasıl geçeceğine bakalım. Anlatacaklarımız bilim kurgu filmlerinden alıntılar olmayacak. Her biri ya şu an üretilmiş ya da üzerinde çalışan teknolojik gelişmeleri kapsayacak: 07.00: Türker, bileğinde hissettiği titreşimler eşliğinde uyandı. Alarm kurmamıştı. Erken çıkmak zorunda değildi. Ama uyku düzenini sağlayan akıllı bilekliği o gün için en uygun kalkma saatini belirlemişti. 07.10: Vakit kaybetmeden duşa girdi. Akıllı duşakabini vücut sıcaklığına göre suyun ısını ayarlamıştı. Yıkanırken kullandığı sular da geri dönüşüm sistemi sayesinde evin uygun yerlerinde kullanılmak üzere depoya gönderildi. 07.30: Kahvaltıdan önce kan şekerini kontrol etmesi gerekiyordu. Hemen kolundaki nano-dövmesine baktı. Vücudundaki şeker oranını gördü. Buna göre insulin iğnesini yaptı. 07.35: Mutfakta kullandıkları bilekliğini taktı. Saniyeler içinde alması gereken kalori hesaplandı. Kahvaltısına başladıktan sonra akıllı kaşık veya çatalı titremeye başladı. Lokmalarını yeteri kadar çiğnemediği konusunda uyarıldı. 08.00: Banyoya geri döndü. Akıllı fırçası, dişlerini kaç saniye fırçalaması gerektiğine karar verirken, aynasındaki ekranda hava durumuyla ilgili bilgileri görmeye başladı. 08.15: Salona geçti. Koltuğuna oturduğu anda perdeler açıldı. Televizyonda haber kanalları otomatik olarak yayına geçti. Tabletinden gün içinde yapması gerekenlere göz atmaya başladı. 08.30: Giyinmek için dolabının başına geçti. Akıllı dolabı hava durumuna göre o gün neler giyebileceğini tek tek belirledi. Güç içerisinde stresli anlarında sakinleşmesi gerektiğini hatırlatacak kravatını ve çok fazla yemesini engelleyecek kemerini taktı. 09.00-13.00: İşe gitme zamanı. Evden tam çıkarken akıllı çantasını ve cüzdanını unuttuğunu hatırlattı. Cüzdanını alıp garaja geçti. Şoförsüz arabası veya uçabilen aracı arasında tercihini yaptı. Karada saatte 160 km, havadaysa 200 km hıza ulaşan yeni nesil arabasını almasına gerek yoktu. Trafik sakindi çünkü. Şoförsüz arabasına bindi ve sesli şekilde işe gideceği komutunu verdi. Yolculuk boyunca akıllı gözlükleriyle sosyal medyadaki son gelişmeleri takip etti. İşe geldiğinde akıllı saatine bakarak günlük programını gördü. Soluğu ilk önce iş yerindeki insansız hava aracı durağında aldı. Uzakta çalışan iş arkadaşlarına ulaştırması gereken evrakları oturduğu yerden kontrol ettiği hava aracıyla gönderdi. 13.00: Artık mola vakti. Kafa dağıtmak için yemek masasındaki kulaklığı takarak müzik dinlemeye başladı. Bilekliği sayesinde yaktığı kalorileri gördü. Ona göre bir menü seçti. 14.00-18.00: Önemli bir toplantısı vardı. Çalıştığı uluslararası şirketin CEO'su hologram yöntemiyle toplantıya başkanlık edecekti. Kendisi de diğer ülke sorumlularıyla birlikte video konferans aracılığıyla salondaki yerini alacaktı. Toplantı boyunca özel bir kıyafet giymesi gerekiyordu. O anki ruh hallerini gösteren bir kıyafetti bu. Ellerine takılan sensörlerden kıyafetinin yakasına doğru sinyaller gidiyordu. Farklı ışıklar o anki ruh halini anlatıyordu. Kırmızı ışıklar çoğaldığında ortamın gerildiği anlaşılıyor ve konuşmaların tonu düşürülüyordu. Fena geçmemişti toplantı. Eve dönüş için hazırlıklar başladı. 19.00-24.00: Evine adım atar atmaz bütün ışıklar otomatik yandı. Eşi yemekte arkadaşlarına ev ziyareti yapacaklarını hatırlattı. Hediye almayı unutmuştu. Hemen üç boyutlu yazıcısını devreye soktu. İnternetten indirdiği Eyfel Kulesi şablonuyla bir süs eşyası yazdırdı. Arkadaşlarına çıkarken eşinden bir hatırlatma daha geldi: Çamaşır makinesinin altına kaçan oyuncağı alması gerekiyordu. Robotik kıyafetini giydi. Bu sayede çamaşır makinesini kolayca havaya kaldırabildi. İyi bir misafirliğin ardından evlerine döndüler. Yataklarına uzandıklarında odanın ışıkları otomatik olarak uyku moduna geçti... NEDEN BU TEKNOLOJİLER YAYGINLAŞAMIYOR? Yukarıda anlattıklarımızın günümüzde ya üretildiklerini ya da 2020'ye kadar hayatımıza gireceğini söyledik. Peki mevcut teknolojiler neden şimdilerde çok yaygın kullanılmıyor? Üretilen yeni nesil cihazlar genellikle 'deneysel' olarak sunuluyor. Bu durum kullanıcıyı cihazdan uzaklaştırıyor. Bunun dışında şoförsüz araba, insansız hava araçları, akıllı gözlükler ve birçoğu üzerinde hâlâ yasal boşluklar var. Ayrıca henüz çok pahalılar ve akıllı telefonlarımız bize şimdilik yetiyor. Son olarak yeni cihazların görüntülerini henüz tuhaf buluyoruz. AKILLI BİNAM
Telefonlarımız, evlerimiz, arabalarımız, sokaklarımız, kıyafetlerimiz hayatımızdaki her şey akıllanıyor. Böyle giderse kısa süre sonra her günümüz bilim kurgu filmleri gibi geçecek. Peki öngörülen teknolojik yaşam bize ne vaat ediyor? Dünya nüfusunun artık yarısından fazlası büyükşehirlerde yaşıyor. Bu nedenle geleceğimiz mega kentlere göre şekillendiriliyor. Hayatımızı kolaylaştırmak için artık her şey akıllandırılıyor. İlk önce cep telefonlarımızda gördük yeni nesil teknolojiyi. Şimdilerde ev ve arabalarımız hızla değişiyor. Tıp sektörü başta olmak üzere diğer iş sahaları da nasibini alıyor gelişmelerden. Sırada sokaklar var. Şehirleri akıllı sistemlerle donatma piyasası 60 milyar dolarlık hacme ulaştı bile. Giyilebilir teknolojileri unutmamalıyız. Günümüzde 14 milyar dolarlık küresel bir ticaret kapasitesine ulaşan giyilebilir teknoloji gelecekte ekmek ve su gibi hayatımızın vazgeçilmezi olacak. Peki o zaman nasıl bir dünyada yaşayacağız? Teknolojinin gelecekte ulaşacağı noktayı görmek için kısa bir yolculuğa çıkalım. Fazla uzağa değil, 2020'ye gidelim. Tarih size çok yakın gelebilir. Ancak teknoloji alanındaki birçok uzman öngörüsüne göre yakın gelecek böyle şekillenecek. Biz de derdirimiz daha iyi anlatabilmek için bir karakter oluşturduk. Adını da Türker koyduk. Kahramanımızın beş yıl sonra sıradan bir gününün nasıl geçeceğine bakalım. Anlatacaklarımız bilim kurgu filmlerinden alıntılar olmayacak. Her biri ya şu an üretilmiş ya da üzerinde çalışan teknolojik gelişmeleri kapsayacak: 07.00: Türker, bileğinde hissettiği titreşimler eşliğinde uyandı. Alarm kurmamıştı. Erken çıkmak zorunda değildi. Ama uyku düzenini sağlayan akıllı bilekliği o gün için en uygun kalkma saatini belirlemişti. 07.10: Vakit kaybetmeden duşa girdi. Akıllı duşakabini vücut sıcaklığına göre suyun ısını ayarlamıştı. Yıkanırken kullandığı sular da geri dönüşüm sistemi sayesinde evin uygun yerlerinde kullanılmak üzere depoya gönderildi. 07.30: Kahvaltıdan önce kan şekerini kontrol etmesi gerekiyordu. Hemen kolundaki nano-dövmesine baktı. Vücudundaki şeker oranını gördü. Buna göre insulin iğnesini yaptı. 07.35: Mutfakta kullandıkları bilekliğini taktı. Saniyeler içinde alması gereken kalori hesaplandı. Kahvaltısına başladıktan sonra akıllı kaşık veya çatalı titremeye başladı. Lokmalarını yeteri kadar çiğnemediği konusunda uyarıldı. 08.00: Banyoya geri döndü. Akıllı fırçası, dişlerini kaç saniye fırçalaması gerektiğine karar verirken, aynasındaki ekranda hava durumuyla ilgili bilgileri görmeye başladı. 08.15: Salona geçti. Koltuğuna oturduğu anda perdeler açıldı. Televizyonda haber kanalları otomatik olarak yayına geçti. Tabletinden gün içinde yapması gerekenlere göz atmaya başladı. 08.30: Giyinmek için dolabının başına geçti. Akıllı dolabı hava durumuna göre o gün neler giyebileceğini tek tek belirledi. Güç içerisinde stresli anlarında sakinleşmesi gerektiğini hatırlatacak kravatını ve çok fazla yemesini engelleyecek kemerini taktı. 09.00-13.00: İşe gitme zamanı. Evden tam çıkarken akıllı çantasını ve cüzdanını unuttuğunu hatırlattı. Cüzdanını alıp garaja geçti. Şoförsüz arabası veya uçabilen aracı arasında tercihini yaptı. Karada saatte 160 km, havadaysa 200 km hıza ulaşan yeni nesil arabasını almasına gerek yoktu. Trafik sakindi çünkü. Şoförsüz arabasına bindi ve sesli şekilde işe gideceği komutunu verdi. Yolculuk boyunca akıllı gözlükleriyle sosyal medyadaki son gelişmeleri takip etti. İşe geldiğinde akıllı saatine bakarak günlük programını gördü. Soluğu ilk önce iş yerindeki insansız hava aracı durağında aldı. Uzakta çalışan iş arkadaşlarına ulaştırması gereken evrakları oturduğu yerden kontrol ettiği hava aracıyla gönderdi. 13.00: Artık mola vakti. Kafa dağıtmak için yemek masasındaki kulaklığı takarak müzik dinlemeye başladı. Bilekliği sayesinde yaktığı kalorileri gördü. Ona göre bir menü seçti. 14.00-18.00: Önemli bir toplantısı vardı. Çalıştığı uluslararası şirketin CEO'su hologram yöntemiyle toplantıya başkanlık edecekti. Kendisi de diğer ülke sorumlularıyla birlikte video konferans aracılığıyla salondaki yerini alacaktı. Toplantı boyunca özel bir kıyafet giymesi gerekiyordu. O anki ruh hallerini gösteren bir kıyafetti bu. Ellerine takılan sensörlerden kıyafetinin yakasına doğru sinyaller gidiyordu. Farklı ışıklar o anki ruh halini anlatıyordu. Kırmızı ışıklar çoğaldığında ortamın gerildiği anlaşılıyor ve konuşmaların tonu düşürülüyordu. Fena geçmemişti toplantı. Eve dönüş için hazırlıklar başladı. 19.00-24.00: Evine adım atar atmaz bütün ışıklar otomatik yandı. Eşi yemekte arkadaşlarına ev ziyareti yapacaklarını hatırlattı. Hediye almayı unutmuştu. Hemen üç boyutlu yazıcısını devreye soktu. İnternetten indirdiği Eyfel Kulesi şablonuyla bir süs eşyası yazdırdı. Arkadaşlarına çıkarken eşinden bir hatırlatma daha geldi: Çamaşır makinesinin altına kaçan oyuncağı alması gerekiyordu. Robotik kıyafetini giydi. Bu sayede çamaşır makinesini kolayca havaya kaldırabildi. İyi bir misafirliğin ardından evlerine döndüler. Yataklarına uzandıklarında odanın ışıkları otomatik olarak uyku moduna geçti... NEDEN BU TEKNOLOJİLER YAYGINLAŞAMIYOR? Yukarıda anlattıklarımızın günümüzde ya üretildiklerini ya da 2020'ye kadar hayatımıza gireceğini söyledik. Peki mevcut teknolojiler neden şimdilerde çok yaygın kullanılmıyor? Üretilen yeni nesil cihazlar genellikle 'deneysel' olarak sunuluyor. Bu durum kullanıcıyı cihazdan uzaklaştırıyor. Bunun dışında şoförsüz araba, insansız hava araçları, akıllı gözlükler ve birçoğu üzerinde hâlâ yasal boşluklar var. Ayrıca henüz çok pahalılar ve akıllı telefonlarımız bize şimdilik yetiyor. Son olarak yeni cihazların görüntülerini henüz tuhaf buluyoruz. AKILLI BİNAM
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akillibinam.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.