En azından çatısı yeşil

Akıllı Bina (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 2532+ kez okundu.
 

En azından çatısı yeşil

Satış sezonunun, Ramazan ve yaz ayları nedeniyle duraklamasıyla firmalar proje hazırlıklarına başladı. Malum pazar araştırmalarının kişisel deneyimlere duyulan güven dolayısıyla yapılamaması, hazırlık sürecini proje konseptlerine ve reklam çalışmalarına kitliyor. Proje hazırlık sürecinin en az üçte ikisinin araştırmayla geçmesi gerekirken zamanın üçte ikisi konsept süreciyle kalan üçte biri de eğer iyi bir ajansla çalışıyorsanız kreatif direktörün medya satınalmaya kadar uzanan(!) çalışmalarını dinlemekle geçiyor. Zannediliyor ki bir projeye kasaba konsepti giydirilirse satışta başarı yakalanabilecek. Elbette sürecin bu kadar tersten işlemesi ve bilinçsiz yönetilmesi bazı trajikomik durumlar oluşturuyor. İnşaat sektörünü yakından takip edenler bu komik konseptlerle ve daha da komik reklamlarla eğleniyor eğlenmesine ama bazı iyi fikirler de hakettiği değeri bulamıyor bu karmaşık ortamda. Yeşil vurgulu projeler Özellikle yeşile vurgu yapan projeler bir parça gözardı ediliyor. Türk aile yapısına, kültür renklerine ve son yıllardaki değişen sosyal sınıf farklılıklarına hitap eden yeni konseptler nadir de olsa karşımıza çıkmıyor değil. Gelişmiş toplumlar trendlerini büyük resme bakarak belirledikleri için öncelikle yeşil bina üretiyor ve bunun üzerine bir konsept çalışması yapıyor. Elbette yeşil bina, yeşil ekonomi süreci çok zor ve uzun bir yol. Ama kademeli olarak bu bilince hep birlikte varmamız ve yeşil binaları projelendirmemiz aslında insanlık görevimiz. Ancak ne yazık ki sektör bu konuya arz talep dengesi dolayısıyla bebek adımlarıyla yaklaşıyor. Önce yeşilin ön plana çıktığı projeler, sonra ara katlarda kış bahçeleri gibi üretilen seralar sonra da yeşil çatılar. İnşaat metrekaresinin maksimumunu satışa sunmak isteyen müteahhitler veya evin maksimum alanını kapatarak metrekare kazanmak isteyen vatandaşlar yeşile duyduğu özlemi sosyal alanlarda gideriyor. Bu sosyal tesisler son yıllara kadar konut projelerinin bahçeleri veya bodrum katlarındaki spor salonları oluyordu. Gökhan Avcıoğlu’nun tasarımını yaptığı Ortaköy’deki bir projeden beri artık çatılar, içinde havuzların yürüyüş parkurlarının ve yeşil alanların olduğu sosyal çatılar haline gelmeye başladı. New York’un ünlü teras keyifleri İstanbul’a taşındı. Açıkçası çok da iyi oldu; bu teraslar çok keyifli sosyal ortamlar sunuyor. Ancak keşke görünürdeki yeşil ve sosyal alanlar gerçekten “yeşil” olabilse. Yeşile dokunmaya her ne kadar çatılardan da başlasak yeşil binalar artık tünelin ucunda kendini göstermeye başladı. Mevcut yeşil örnekler yeterli olmasa da şehir insanı için büyük bir farkındalık yaratıyor. İyi ki de yaratıyor! Ceren Kumbasar - Vatan AKILLI BİNAM
Satış sezonunun, Ramazan ve yaz ayları nedeniyle duraklamasıyla firmalar proje hazırlıklarına başladı. Malum pazar araştırmalarının kişisel deneyimlere duyulan güven dolayısıyla yapılamaması, hazırlık sürecini proje konseptlerine ve reklam çalışmalarına kitliyor. Proje hazırlık sürecinin en az üçte ikisinin araştırmayla geçmesi gerekirken zamanın üçte ikisi konsept süreciyle kalan üçte biri de eğer iyi bir ajansla çalışıyorsanız kreatif direktörün medya satınalmaya kadar uzanan(!) çalışmalarını dinlemekle geçiyor. Zannediliyor ki bir projeye kasaba konsepti giydirilirse satışta başarı yakalanabilecek. Elbette sürecin bu kadar tersten işlemesi ve bilinçsiz yönetilmesi bazı trajikomik durumlar oluşturuyor. İnşaat sektörünü yakından takip edenler bu komik konseptlerle ve daha da komik reklamlarla eğleniyor eğlenmesine ama bazı iyi fikirler de hakettiği değeri bulamıyor bu karmaşık ortamda. Yeşil vurgulu projeler Özellikle yeşile vurgu yapan projeler bir parça gözardı ediliyor. Türk aile yapısına, kültür renklerine ve son yıllardaki değişen sosyal sınıf farklılıklarına hitap eden yeni konseptler nadir de olsa karşımıza çıkmıyor değil. Gelişmiş toplumlar trendlerini büyük resme bakarak belirledikleri için öncelikle yeşil bina üretiyor ve bunun üzerine bir konsept çalışması yapıyor. Elbette yeşil bina, yeşil ekonomi süreci çok zor ve uzun bir yol. Ama kademeli olarak bu bilince hep birlikte varmamız ve yeşil binaları projelendirmemiz aslında insanlık görevimiz. Ancak ne yazık ki sektör bu konuya arz talep dengesi dolayısıyla bebek adımlarıyla yaklaşıyor. Önce yeşilin ön plana çıktığı projeler, sonra ara katlarda kış bahçeleri gibi üretilen seralar sonra da yeşil çatılar. İnşaat metrekaresinin maksimumunu satışa sunmak isteyen müteahhitler veya evin maksimum alanını kapatarak metrekare kazanmak isteyen vatandaşlar yeşile duyduğu özlemi sosyal alanlarda gideriyor. Bu sosyal tesisler son yıllara kadar konut projelerinin bahçeleri veya bodrum katlarındaki spor salonları oluyordu. Gökhan Avcıoğlu’nun tasarımını yaptığı Ortaköy’deki bir projeden beri artık çatılar, içinde havuzların yürüyüş parkurlarının ve yeşil alanların olduğu sosyal çatılar haline gelmeye başladı. New York’un ünlü teras keyifleri İstanbul’a taşındı. Açıkçası çok da iyi oldu; bu teraslar çok keyifli sosyal ortamlar sunuyor. Ancak keşke görünürdeki yeşil ve sosyal alanlar gerçekten “yeşil” olabilse. Yeşile dokunmaya her ne kadar çatılardan da başlasak yeşil binalar artık tünelin ucunda kendini göstermeye başladı. Mevcut yeşil örnekler yeterli olmasa da şehir insanı için büyük bir farkındalık yaratıyor. İyi ki de yaratıyor! Ceren Kumbasar - Vatan AKILLI BİNAM
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akillibinam.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.