Fibaro kırmadan, dökmeden evinizi akıllandırıyor

Fibaro Türkiye, evinizi akıllandırırken kablo çekme söz konusu olmadığı için, hiçbir yeri kırmadan dökmeden, içinde yaşanan bir eve, ofise veya mağazaya çok hızlı ve kolay bir şekilde sistemini kurabiliyor.   Fibaro Türkiye’nin akıllı bina sistemleri sektörüne sunduğu hizmetler konusunda bilgiler veren Fibaro Türkiye Genel Müdürü Teoman Küpeli, “Biz kullanıcılara güvenlik, tasarruf ve konfor sağlayan kablosuz sistemler sunuyoruz. Öncelikle vurgulanması gereken konu; kablo çekme söz konusu olmadığı için, sunduğumuz sistemlerin kurulumu kırma dökme gerektirmiyor; içinde yaşanan bir eve, ofise veya mağazaya çok hızlı ve kolay bir şekilde kurulabiliyor. Ayrıca, kullanılması çok kolay olan bu sistemler, sınırsız işlevsellikleri ile kullanıcılara çok büyük faydalar sağlamalarıyla beraber, maliyetleri de son derece ekonomik” şeklinde konuştu. Hayatı kolaylaştırmak, güvenli kılmak veya tasarruf sağlamak için sistemimiz üzerinde oluşturulabilen senaryolar için tek sınır insanın hayal gücü olduğunu kaydeden Küpeli, “Örneğin; yazın iş dönüşü serin bir eve girmek için “dış sıcaklık 25o’nin üzerindeyse ve ben eve 3km yaklaşmışsam klimayı aç” senaryosu ile sistemimiz internetten aldığı anlık sıcaklık bilgisiyle, sizin akıllı telefon veya tabletinizin sağladığı GPS konumunu takip ederek klimayı gerektiğinde çalıştırıyor. Yani bu basit bir uzaktan kumanda sistemi değil, gerçek anlamda yapay zeka kullanan, sizin düşündüğünüz gibi düşünen ve bilgiye ulaşarak yaptığı değerlendirme sonucunda karar verip, aksiyon alan bir sistem.   Başka bir örnek; yazılacak bir güvenlik senaryosu ile, gece vakti pencereden hırsız girmesi durumunda, bunu algılayan sensörden gelen bilgiyle anında o odanın ışığını açarak hırsızı caydırmak (evin boş olmadığı izlenimini verecek ek sesli ve görsel efektler oluşturulabilir), caymayıp hızla bir şey alıp gitmesi durumunda bile kameranın ışık açıkken çektiği net fotoğrafın anında size e-posta ile yollanması sayesinde hırsızın yakalanmasını sağlamak işten bile değil” ifadesinde bulundu. Fibaro’yu akıllı ev pazarında özel bir konuma getiren etkenlerden söz eden Küpeli, “Kablosuz olması sayesinde kırma dökme gerektirmeden kısa sürede kuruluyor olması bunlardan birisi ama özellikle tercih edilmesini sağlayan faktörler; ürünlerin hem kalite, hem işlevsellik, hem de görsel tasarım açısından benzersiz olması ve akıllı telefon/tablet/bilgisayar yazılımlarının kullanım kolaylığı olmasıdır.   Ayrıca vurgulamak gereken özellik, Fibaro’nun, kablosuz akıllı ev sistemlerinde dünya standardı olarak belirlenmiş Z-Wave protokolü ile haberleşen bir sistem olması. Bu sayede (Bluetooth standardı ile farklı imalatçıların cep telefonu, bilgisayar, kulaklık, hoparlör gibi ürünlerinin birbirleriyle haberleşmesi gibi) diğer imalatçıların cihazlarıyla (termostatik vana, kapı kilidi, vb.) haberleşiyor ve kullanıcılara büyük esneklik sunuyor” ifadesini kullandı. Fibaro’yu rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerden birinin Ar-Ge’ye verdiği önem olduğu kaydeden Teoman Küpeli, “Fibaro, beğenilen genel sistem yapısını, ürünlerin işlevsel ve görsel tasarımlarındaki benzersizliği ve uygulama yazılımlarının kolay kullanımını hep Ar-Ge’ye ayırdığı büyük bütçeye, geniş donanım ve yazılım kadrolarına borçlu. Tasarım kadrosu yeni bir ürün tasarlanırken donanım uzmanları sağlamlık ve çok fonksiyonluluk ile beraber uygun maliyeti göz önünde bulunduruyor” dedi.   Fibaro’nun, 2012’nin ardından 2013’te de büyümesini katlayarak, Z-Wave standardında akıllı ev sistemi sağlayan firmalar arasında en büyük aşamayı kaydeden firma olduğunu ifade eden Küpeli, “Fibaro ciro olarak henüz lider olmasa da, hem inovasyon, hem de ürün yelpazesi açısından dünya liderliğini almış durumda. 2013 yılı bizim için de Türkiye’de gayet iyi geçiyor, Türkiye akıllı ev pazarı hızla şekilleniyor ve insanların - hem inşaat firmaları, hem son kullanıcılar - bu konudaki bilinçleri artıyor. Esas talep patlamasını ise 2014 yılında öngörüyoruz. Bizim önümüzdeki yıl için hedefimiz bayi ağımızı bütün illere yaymak ve Türkiye akıllı ev pazarında oluşturmaya başladığımız ‘en sevilen marka’ algısını iyice kuvvetlendirmek” şeklinde konuştu.