Häfele akıllı evlere “benzersiz” ürünler sunuyor

IoT 2982+ kez okundu.
 

Häfele akıllı evlere “benzersiz” ürünler sunuyor

Kökleri yaklaşık 100 yıl öncesine dayanan bir Alman firması olan Häfele, mobilya donanım ve aksesuar konusunda dünyanın sayılı firmalarından biri konumunda. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte akıllı sistemlerin ve akıllı evlerin hayatımızda daha çok yer almasının sonucunda mobilya sektörü de kendini dönüştürüyor.
Häfele Türkiye ve Bölgesi İcra Kurulu Başkanı Hilmi Uytun, Akıllı Binam’a özel açıklamalarda bulunarak firmasının sektördeki konumu, akıllı evlerle olan etkileşimlerini ve gelecek planlarını anlattı.   Firmanızın dünya ve Türkiye yapılanmasından ve faaliyetlerinden kısaca bahseder misiniz? Häfele, 2 yıl sonra 100 yaşına girecek olan Almanya merkezli bir şirket. 1923’lerde bir nalbur dükkanı olarak açılan şirket, bugün mutfak, banyo, kapı, vestiyer, dolap, salon, yatak odası gibi her türlü mobilya donanım ve aksesuarları alanında, 100 binin üzerinde ürün çeşidiyle asırlık bir dünya lideri. Dünya genelinde bir yandan mobilyacılarla birlikte çalışırken, diğer taraftan yatırımcılarla da bir iş ortaklığımız, paydaşlığımız var. Häfele, kullanılan her türlü mobilyanın işlevsel, estetik ve konforlu olmasının standartlarını belirleyen şirket. Her bütçeye özgün ürünleri ile yaşamı kolaylaştıran bir dünya markası.   Häfele 1998 yılından şu an Yönetim Kurulu Başkanımız olan Kanat Başar tarafından kuruldu. 1998 yılında bağlantı ofisi, daha sonrasında ise pazarlama ofisi kuruldu. 2005 yılından itibaren de Türkiye’de şirket olarak varız. Ben 21 yıldır Häfele Türkiye’nin yönetimindeyim, Dudullu OSB’deki depomuz ve showroomumuz ile 15 yıldır hizmet veriyoruz.   Häfele’de 4 farklı temel paydaşımız var. Bunlardan ilki mimar, iç mimar ve endüstriyel tasarımcılar. İnsanın ve mekânın birleştiği her yerde varız. Konutlarda, otellerde, ofislerde, havalimanlarında… Tasarımcılar ile birlikte hayal edileni uygulamaya geçiren ürün önerileri üzerinde çalışır, onlara zaman ve kolaylık kazandırırız. İkinci paydaşımız yatırımcılar; yatırımcılarla otel, hastane, üniversite ya da konut gibi projelerde kullanılan şartnameleri hazırlar ve onlara dünya standartlarına çözümler sağlarız. Sabit ve hareketli mobilya üreticileri de bizim temel paydaşlarımız arasında, hatta bu firmaların ana tedarikçisiyiz. Onlar ile beraber kapılar, banyolar, mutfaklar, vestiyerler gibi alanlarda bir yandan sağlamlığı garanti ederken diğer yandan son kullanıcının hayatını kolaylaştırırız. Son paydaşımız da bu ürünlerin dağıtımını yapan nalburlar. Onlar sayesinde ürünlerimiz perakendede son kullanıcı, mobilyacı ve müteahhitler tarafından kolay ulaşılır hale geliyor; dünyadaki son yenilikleri sektör ile bu sayede tanıştırıyoruz. Özetlemek gerekirse gayrimenkulle ilgili olan biten her alanda söz sahibiyiz, sektörün tam ortasında bir konumumuz var. Dünyada pek çok ülkede faaliyet gösteriyorsunuz. Türkiye’nin bu ülkeler arasındaki yeri ve önemi nedir? Özellikle Türkiye için sunduğunuz ürün ve hizmetleriniz nelerdir?     Türkiye genç nüfusu, artan mobilya ihracatı, uluslararası müteahhitlik tecrübesi ve stratejik konumu dolayısıyla Häfele dünyası için kritik bir ülke. Häfele Türkiye ekibi olarak birçok başarıya imza attık ve geliştirdiğimiz iş modelleri tüm dünya ülkeleri tarafından modellendi. Bu iş modellerinden en yenisi yaklaşık 4 yıl önce başlattığımız ve gayrimenkul sektöründe büyük fark yaratan Häfele Concept adını verdiğimiz proje. Häfele Concept kapsamında 100.000’in üzerinde ürün çeşidimiz içerisinden konut projelerinde en doğru şekilde seçim yapmak için üç temel kriter belirledik: konfor (işlev), estetik ve benzersizlik. Her bütçeye uygun olarak ürünlerimizi ayrıca gruplayarak tüm paydaşlarımızı tecrübemizden kolayca istifade eder hale getirdik.   Häfele Concept’i biraz daha somutlaştırmaya çalışırsam, yaşam alanlarında kullandığımız ürünleri seçerken “konforlu ve işlevsel” olmalarına dikkat ettiğimizi belirtmiştim. Örneğin mutfaklarda sunduğumuz şişelik olmadığı takdirde zeytinyağı ya da sirke şişeleri çöp tenekesinin yanına istifleniyor. Ya da sunduğumuz tepsilik olmadığı zaman fırını kullanırken fazladan çıkan tepsiler ya ortada kalıyor ya da buzdolabının üzerine atılıyor. Bu ne konforlu ne de işlevsel bir kullanım sunuyor. Giyinme odalarından örnekler verecek olursam, her sabah kravat takan birisi için kravatlarının, kravatlıkta renklerinden gruplanmış bir şekilde buruşup kırışmadan saklanması hem çok işlevsel hem de çok konforludur. Çorap çekmesindeki çorapların renklerinden gruplanarak saklanması herkesin tercih edeceği bir unsurdur. Yaşam alanlarında kullanılacak ürünleri seçerken dikkat ettiğimiz ikinci kriter mekan tasarımına uyum sağlayan “estetik” katacak ürün setlerini bir araya getirmek. Mekanlarda dolap içinde ya da dışında görünen tüm aksesuarların renk ve stilini uyumlu hale getiriyoruz. Kapının kolunu, kilidini, menteşesini siyah tercih ederseniz aynı mutfaktaki armatürü, mobilya kulbunu, eviyeyi, ocağı ve fırını, çekmece raylarını, kiler sistemlerini ve hatta çöp tenekesini de siyah tavsiye ediyor ve teslim edebiliyoruz. Bu becerimiz ile mobilyaların estetik algısını ve değerini artırıyoruz.   Seçim kriterlerimizden sonuncusunu ise “benzersizlik” olarak belirtmiştim. Herkes evinin diğerlerinden farklı, sürprizli, eşi benzeri olmayan özelliklere sahip olmasını ister. Biz bu benzersizliği mekanın içine kattığımız teknolojik ve akıllı mobilya donanımları ile elde ediyoruz. Örneğin banyo mobilyasının içine mobil cihazlar ile bluetooth aracılığıyla çalışan bir ses sistemi ekliyoruz ya da banyo yaptıktan sonra aynanın buğulanmasını engelleyen buğu çözücüler kullanıyoruz. Mutfaklarda bir kumanda aracılığıyla dolap bazası, tezgah arası ya da rafların üzerindeki aydınlatmayı kısabiliyor ya da soğuk beyaz ışıktan sarı sıcak bir ışığa dönüştürebiliyoruz. Yine bir kumanda aracılığıyla salonda büfenin içinden TV ekranını gizlendiği yerden çıkartabiliyoruz.   Tüm bu özellikler Häfele Concept’i uygulayan iş ortaklarımızın konut projelerinin ya da ürettikleri mobilyaların daha fazla tercih edilmesini sağlıyor.Özellikle pandemi ile beraber evde kalma süreleri artınca insanlar ev konforuna daha fazla özen göstermeye başladı ve karşımıza daha önce hiç görmediğimiz bir ölçekte ev yenileme projeleri çıktı. Daha önce ürünlerimizi bilmeyenler gördükçe, duydukça bizi arar ve bulur oldu. Mobilya gibi yaşam alanlarının her zaman içinde olan ürünlerin teknolojiyle olan etkileşimini siz ürünlerinize nasıl uyguladınız?   Az önce ürün seçimi yaparken “benzersiz” olma kriterinden bahsetmiştim, biz akıllı binalarda kullanılan “mobilyaları” akıllı hale getiriyoruz. Örneğin mobilya aydınlatması bir mutfak, banyo, yatak odası ya da salon mobilyasının dördüncü boyutunu temsil eder. Mekana boyut ve duygu katar. Häfele sayesinde mekanda kullanılan tüm aydınlatma ve ses sistemlerini bir mobil cihaz aracılığıyla kontrol edebilir, dilediğiniz şekilde senaryolar oluşturarak yönetebilirsiniz. Örneğin bir mutfakta çalışırken, yemek yerken ya da dinlenirken farklı ışık tonları ve yoğunlukları kullanabilirsiniz. Aynı şekilde bir TV ekranını ya da mobilyalarda kayar kapakları bir kumanda ile çalıştırabilirsiniz. Evinizde kullandığınız ofis masanızın yüksekliğini bel ve boyun sağlığınızı korumak için bir uygulama indirerek dilediğiniz saat aralığına programlayıp değiştirebilirsiniz.   Bununla birlikte teknolojiyi güvenlikle buluşturan ürünlerimiz de mevcut. Örneğin sunduğumuz elektronik kapı kilitleme ve tanıma sistemleri gerek kartla, gerek şifreyle, gerek mekanik anahtarla gerekse parmak iziyle çalışabiliyor. Kapı açık kalınca sesli uyarı da veren bu sistem, aynı zamanda enerji tasarruflu. Bununla birlikte sunduğumuz elektronik kapı dürbünü sayesinde bir tuşla gelen kişiyi ekranda görüntüleyebilir, evde olmadığınız zamanlarda kapıyı çalan herkesin fotoğraf ya da video kaydını alıp izleyebilirsiniz. Sizi rakiplerinizden farklı kılan özellikleriniz nelerdir?   Markamız sektörde her zaman yüksek Alman titizliği, kalitesi ve mühendisliği ile anıldı. Bununla birlikte son kullanıcının hayatını kolaylaştırmamız ve her bütçeye uygun çözümler sağlamamız bizi temelde rakiplerimizden ayrıştıran özelliklerimiz arasında. Teknolojiye sürekli yatırım yapmamız, yenilikçi ürünler geliştirmemiz, Ar-Ge yatırımlarına verdiğimiz önem ve tüm dünyadaki yenilikleri anında iş ortaklarımızın hizmetine sunma gayretimiz bizi diri tutuyor. Son olarak sadece iş sonuçlarına değil iş süreçlerine de odaklanmamız ve bu çabamızı çeşitli ISO sertifikaları ile sertifikalandırmamız bize verimlilik avantajı sağlıyor.   Sektörde köklü bir geçmişi olan firmanızın küresel anlamda pek çok ülkede faaliyetleri var. Özellikle doğaya katkı anlamında nasıl çözümler sunuyorsunuz?   Häfele olarak doğaya karşı bilinçli davranmak ve bize sunduğu bilince sahip çıkarak hizmet vermek en dikkat ettiğimiz hususların başında geliyor. Yaşam alanlarına sunduğumuz çözümlerde özellikle enerji ve su tasarrufu sağlayan ürünleri tercih ediyoruz. Örneğin mobilya aydınlatmasında LED sistemleri enerji tasarrufu açısından, banyo armatürlerinde ise su tasarrufu sağlayan çözümleri tercih ediyoruz. Önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi planladığınız ürün ve hizmetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?   Salgınla birlikte oluşan sağlık hassasiyetinin ardından hijyeni sağlayan ürün ve materyallere ilgi arttı. Birçok hastane, AVM, ofis, okul, banka, SPA - spor merkezleri ve otel zincirleri gibi toplu hayata yön veren kurumlar hijyeni sağlayan ürünlerle ilgili çözüm ihtiyacındalar. Sektördeki konumumuzun bize yüklediği sorumluluk bilinci ile hijyeni öncelik alan ürünler geliştirdik. Ofis, otel ve restoranlarda kapı kolunun hijyene uygun açılması; banyolarda temassız çalışan sabunluk ve armatürleri ürün programımıza ekledik.   Dünyada satışına çok daha önceden başlamış olduğumuz eviye, lavabo, armatür, ocak, fırın ve davlumbaz Türkiye’de satışa açıldı ve çok rağbet gördü. Ayrıca yine bu sene sektörde özel bir konumu olan Genel Kataloğumuzu yenilediğimiz müjdesini vermek isterim. 3.000’e yakın yeni ürün ile iş ortaklarımızın karşına çıkacağız. Son olarak varsa eklemek istedikleriniz…   Sizlere pandemi dönemi özelinde geçtiğimiz aylarda Pragma Araştırma ve Danışmanlık koordinasyonunda, İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz “Gayrimenkulde 2020 ve Ötesi” araştırmasından bahsetmek isteriz. Yaş ortalaması 37 olan araştırmamızda, hane gelirinin yaklaşık olarak 7.300 TL olarak saptandı. Raporda, gelecek iki yılda evini yenilemek isteyen kesimi mercek altına aldık ve evlerini yenilemek isteyenlerin yüzde 37’si bunu yeni bir konut satın alarak yapmak isterken, yaklaşık yüzde 50’si ise geniş bir tadilat planlıyor. Kalan yüzde 13’lük bölüm ise kentsel dönüşüme odaklanmış durumda.   Gayrimenkul alımında, kadınların erkeklere göre daha fazla söz sahibi olduğunu da öğrendiğimiz araştırmada özellikle nihai karar noktasında kadınların kararının önemli olduğunu gördük. Bu durum yaptığımız araştırmada da ortaya çıkan bulgulardan bir tanesi. Cevapları kadın – erkek ayrımında incelediğimizde, satın alma planı yapan kesimin yüzde 85’ini kadınlar oluştururken, bu rakamın tadilat planlayanlarda yüzde 55’e gerilediğini görüyoruz. Diğer taraftan baktığımızda satın alma planı yapanların sadece yüzde 15’i erkek iken, tadilat planlayanlarda bu rakam yüzde 45’e çıkıyor.   Özellikle son yıllarda yaşanan depremler ve pandemi nedeniyle tüketicilerin yeni konutlardaki beklentilerinin de ciddi ölçüde değiştiğini ve sonuçlara baktığımızda yeni konut alımının karar alma aşamasında en fazla önem verilen ilk üç kriterin; depreme dayanıklılık, lokasyon ve balkon olarak öne çıktığını söyleyebiliriz. 25-29 yaş arası genç kitle daha fazla lokasyona önem verirken; 30-34 yaş arası yetişkin kitle ise evin balkonlu olmasını daha fazla önemsiyor. Diğer yandan konut satın alacakların yüzde 79’u tercihini apartman dairesinden yana kullanırken, yüzde 18’i villa ya da müstakil ev, yüzde 4’ü ise rezidans arayışında olacağını ifade ediyor. Bununla birlikte katılımların yüzde 84’ü kendi yaşayacakları evi satın almak isterken, yüzde 10’u ailesi için, yüzde 7’si ise yatırım için konut almayı planlıyor.   Tadilat tarafına baktığımızda ise tüketicilerin birinci tercihinin banyolarını yenilemek. Banyodan sonra değiştirilmek istenen ikinci yer ise mutfak dekorasyonu. Onu ise giyinme alanları izliyor. Yüzde 41’lik bölüm alacakları yeni ürünlerde dayanıklılığa önem verirken, yüzde 30 ‘uygun fiyat’, yüzde 13 ise ‘kullanışlılık’ konusunun tercihlerini belirliyor.   Häfele Türkiye olarak müşteri beklentilerini sürekli olarak analiz ediyor ve yeni koleksiyon ya da çözümlerimizi de bu doğrultuda şekillendiriyoruz.
Kökleri yaklaşık 100 yıl öncesine dayanan bir Alman firması olan Häfele, mobilya donanım ve aksesuar konusunda dünyanın sayılı firmalarından biri konumunda. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte akıllı sistemlerin ve akıllı evlerin hayatımızda daha çok yer almasının sonucunda mobilya sektörü de kendini dönüştürüyor.

Häfele Türkiye ve Bölgesi İcra Kurulu Başkanı Hilmi Uytun, Akıllı Binam’a özel açıklamalarda bulunarak firmasının sektördeki konumu, akıllı evlerle olan etkileşimlerini ve gelecek planlarını anlattı.

 

Firmanızın dünya ve Türkiye yapılanmasından ve faaliyetlerinden kısaca bahseder misiniz?

Häfele, 2 yıl sonra 100 yaşına girecek olan Almanya merkezli bir şirket. 1923’lerde bir nalbur dükkanı olarak açılan şirket, bugün mutfak, banyo, kapı, vestiyer, dolap, salon, yatak odası gibi her türlü mobilya donanım ve aksesuarları alanında, 100 binin üzerinde ürün çeşidiyle asırlık bir dünya lideri. Dünya genelinde bir yandan mobilyacılarla birlikte çalışırken, diğer taraftan yatırımcılarla da bir iş ortaklığımız, paydaşlığımız var. Häfele, kullanılan her türlü mobilyanın işlevsel, estetik ve konforlu olmasının standartlarını belirleyen şirket. Her bütçeye özgün ürünleri ile yaşamı kolaylaştıran bir dünya markası.

 

Häfele 1998 yılından şu an Yönetim Kurulu Başkanımız olan Kanat Başar tarafından kuruldu. 1998 yılında bağlantı ofisi, daha sonrasında ise pazarlama ofisi kuruldu. 2005 yılından itibaren de Türkiye’de şirket olarak varız. Ben 21 yıldır Häfele Türkiye’nin yönetimindeyim, Dudullu OSB’deki depomuz ve showroomumuz ile 15 yıldır hizmet veriyoruz.

 

Häfele’de 4 farklı temel paydaşımız var. Bunlardan ilki mimar, iç mimar ve endüstriyel tasarımcılar. İnsanın ve mekânın birleştiği her yerde varız. Konutlarda, otellerde, ofislerde, havalimanlarında… Tasarımcılar ile birlikte hayal edileni uygulamaya geçiren ürün önerileri üzerinde çalışır, onlara zaman ve kolaylık kazandırırız. İkinci paydaşımız yatırımcılar; yatırımcılarla otel, hastane, üniversite ya da konut gibi projelerde kullanılan şartnameleri hazırlar ve onlara dünya standartlarına çözümler sağlarız. Sabit ve hareketli mobilya üreticileri de bizim temel paydaşlarımız arasında, hatta bu firmaların ana tedarikçisiyiz. Onlar ile beraber kapılar, banyolar, mutfaklar, vestiyerler gibi alanlarda bir yandan sağlamlığı garanti ederken diğer yandan son kullanıcının hayatını kolaylaştırırız. Son paydaşımız da bu ürünlerin dağıtımını yapan nalburlar. Onlar sayesinde ürünlerimiz perakendede son kullanıcı, mobilyacı ve müteahhitler tarafından kolay ulaşılır hale geliyor; dünyadaki son yenilikleri sektör ile bu sayede tanıştırıyoruz. Özetlemek gerekirse gayrimenkulle ilgili olan biten her alanda söz sahibiyiz, sektörün tam ortasında bir konumumuz var.

Dünyada pek çok ülkede faaliyet gösteriyorsunuz. Türkiye’nin bu ülkeler arasındaki yeri ve önemi nedir? Özellikle Türkiye için sunduğunuz ürün ve hizmetleriniz nelerdir?

 

 

Türkiye genç nüfusu, artan mobilya ihracatı, uluslararası müteahhitlik tecrübesi ve stratejik konumu dolayısıyla Häfele dünyası için kritik bir ülke. Häfele Türkiye ekibi olarak birçok başarıya imza attık ve geliştirdiğimiz iş modelleri tüm dünya ülkeleri tarafından modellendi. Bu iş modellerinden en yenisi yaklaşık 4 yıl önce başlattığımız ve gayrimenkul sektöründe büyük fark yaratan Häfele Concept adını verdiğimiz proje. Häfele Concept kapsamında 100.000’in üzerinde ürün çeşidimiz içerisinden konut projelerinde en doğru şekilde seçim yapmak için üç temel kriter belirledik: konfor (işlev), estetik ve benzersizlik. Her bütçeye uygun olarak ürünlerimizi ayrıca gruplayarak tüm paydaşlarımızı tecrübemizden kolayca istifade eder hale getirdik.

 

Häfele Concept’i biraz daha somutlaştırmaya çalışırsam, yaşam alanlarında kullandığımız ürünleri seçerken “konforlu ve işlevsel” olmalarına dikkat ettiğimizi belirtmiştim. Örneğin mutfaklarda sunduğumuz şişelik olmadığı takdirde zeytinyağı ya da sirke şişeleri çöp tenekesinin yanına istifleniyor. Ya da sunduğumuz tepsilik olmadığı zaman fırını kullanırken fazladan çıkan tepsiler ya ortada kalıyor ya da buzdolabının üzerine atılıyor. Bu ne konforlu ne de işlevsel bir kullanım sunuyor. Giyinme odalarından örnekler verecek olursam, her sabah kravat takan birisi için kravatlarının, kravatlıkta renklerinden gruplanmış bir şekilde buruşup kırışmadan saklanması hem çok işlevsel hem de çok konforludur. Çorap çekmesindeki çorapların renklerinden gruplanarak saklanması herkesin tercih edeceği bir unsurdur.

Yaşam alanlarında kullanılacak ürünleri seçerken dikkat ettiğimiz ikinci kriter mekan tasarımına uyum sağlayan “estetik” katacak ürün setlerini bir araya getirmek. Mekanlarda dolap içinde ya da dışında görünen tüm aksesuarların renk ve stilini uyumlu hale getiriyoruz. Kapının kolunu, kilidini, menteşesini siyah tercih ederseniz aynı mutfaktaki armatürü, mobilya kulbunu, eviyeyi, ocağı ve fırını, çekmece raylarını, kiler sistemlerini ve hatta çöp tenekesini de siyah tavsiye ediyor ve teslim edebiliyoruz. Bu becerimiz ile mobilyaların estetik algısını ve değerini artırıyoruz.

 

Seçim kriterlerimizden sonuncusunu ise “benzersizlik” olarak belirtmiştim. Herkes evinin diğerlerinden farklı, sürprizli, eşi benzeri olmayan özelliklere sahip olmasını ister. Biz bu benzersizliği mekanın içine kattığımız teknolojik ve akıllı mobilya donanımları ile elde ediyoruz. Örneğin banyo mobilyasının içine mobil cihazlar ile bluetooth aracılığıyla çalışan bir ses sistemi ekliyoruz ya da banyo yaptıktan sonra aynanın buğulanmasını engelleyen buğu çözücüler kullanıyoruz. Mutfaklarda bir kumanda aracılığıyla dolap bazası, tezgah arası ya da rafların üzerindeki aydınlatmayı kısabiliyor ya da soğuk beyaz ışıktan sarı sıcak bir ışığa dönüştürebiliyoruz. Yine bir kumanda aracılığıyla salonda büfenin içinden TV ekranını gizlendiği yerden çıkartabiliyoruz.

 

Tüm bu özellikler Häfele Concept’i uygulayan iş ortaklarımızın konut projelerinin ya da ürettikleri mobilyaların daha fazla tercih edilmesini sağlıyor.Özellikle pandemi ile beraber evde kalma süreleri artınca insanlar ev konforuna daha fazla özen göstermeye başladı ve karşımıza daha önce hiç görmediğimiz bir ölçekte ev yenileme projeleri çıktı. Daha önce ürünlerimizi bilmeyenler gördükçe, duydukça bizi arar ve bulur oldu.

Mobilya gibi yaşam alanlarının her zaman içinde olan ürünlerin teknolojiyle olan etkileşimini siz ürünlerinize nasıl uyguladınız?

 

Az önce ürün seçimi yaparken “benzersiz” olma kriterinden bahsetmiştim, biz akıllı binalarda kullanılan “mobilyaları” akıllı hale getiriyoruz. Örneğin mobilya aydınlatması bir mutfak, banyo, yatak odası ya da salon mobilyasının dördüncü boyutunu temsil eder. Mekana boyut ve duygu katar. Häfele sayesinde mekanda kullanılan tüm aydınlatma ve ses sistemlerini bir mobil cihaz aracılığıyla kontrol edebilir, dilediğiniz şekilde senaryolar oluşturarak yönetebilirsiniz. Örneğin bir mutfakta çalışırken, yemek yerken ya da dinlenirken farklı ışık tonları ve yoğunlukları kullanabilirsiniz. Aynı şekilde bir TV ekranını ya da mobilyalarda kayar kapakları bir kumanda ile çalıştırabilirsiniz. Evinizde kullandığınız ofis masanızın yüksekliğini bel ve boyun sağlığınızı korumak için bir uygulama indirerek dilediğiniz saat aralığına programlayıp değiştirebilirsiniz.

 

Bununla birlikte teknolojiyi güvenlikle buluşturan ürünlerimiz de mevcut. Örneğin sunduğumuz elektronik kapı kilitleme ve tanıma sistemleri gerek kartla, gerek şifreyle, gerek mekanik anahtarla gerekse parmak iziyle çalışabiliyor. Kapı açık kalınca sesli uyarı da veren bu sistem, aynı zamanda enerji tasarruflu. Bununla birlikte sunduğumuz elektronik kapı dürbünü sayesinde bir tuşla gelen kişiyi ekranda görüntüleyebilir, evde olmadığınız zamanlarda kapıyı çalan herkesin fotoğraf ya da video kaydını alıp izleyebilirsiniz.

Sizi rakiplerinizden farklı kılan özellikleriniz nelerdir?

 

Markamız sektörde her zaman yüksek Alman titizliği, kalitesi ve mühendisliği ile anıldı. Bununla birlikte son kullanıcının hayatını kolaylaştırmamız ve her bütçeye uygun çözümler sağlamamız bizi temelde rakiplerimizden ayrıştıran özelliklerimiz arasında. Teknolojiye sürekli yatırım yapmamız, yenilikçi ürünler geliştirmemiz, Ar-Ge yatırımlarına verdiğimiz önem ve tüm dünyadaki yenilikleri anında iş ortaklarımızın hizmetine sunma gayretimiz bizi diri tutuyor. Son olarak sadece iş sonuçlarına değil iş süreçlerine de odaklanmamız ve bu çabamızı çeşitli ISO sertifikaları ile sertifikalandırmamız bize verimlilik avantajı sağlıyor.

 

Sektörde köklü bir geçmişi olan firmanızın küresel anlamda pek çok ülkede faaliyetleri var. Özellikle doğaya katkı anlamında nasıl çözümler sunuyorsunuz?

 

Häfele olarak doğaya karşı bilinçli davranmak ve bize sunduğu bilince sahip çıkarak hizmet vermek en dikkat ettiğimiz hususların başında geliyor. Yaşam alanlarına sunduğumuz çözümlerde özellikle enerji ve su tasarrufu sağlayan ürünleri tercih ediyoruz. Örneğin mobilya aydınlatmasında LED sistemleri enerji tasarrufu açısından, banyo armatürlerinde ise su tasarrufu sağlayan çözümleri tercih ediyoruz.

Önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi planladığınız ürün ve hizmetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

 

Salgınla birlikte oluşan sağlık hassasiyetinin ardından hijyeni sağlayan ürün ve materyallere ilgi arttı. Birçok hastane, AVM, ofis, okul, banka, SPA - spor merkezleri ve otel zincirleri gibi toplu hayata yön veren kurumlar hijyeni sağlayan ürünlerle ilgili çözüm ihtiyacındalar. Sektördeki konumumuzun bize yüklediği sorumluluk bilinci ile hijyeni öncelik alan ürünler geliştirdik. Ofis, otel ve restoranlarda kapı kolunun hijyene uygun açılması; banyolarda temassız çalışan sabunluk ve armatürleri ürün programımıza ekledik.

 

Dünyada satışına çok daha önceden başlamış olduğumuz eviye, lavabo, armatür, ocak, fırın ve davlumbaz Türkiye’de satışa açıldı ve çok rağbet gördü. Ayrıca yine bu sene sektörde özel bir konumu olan Genel Kataloğumuzu yenilediğimiz müjdesini vermek isterim. 3.000’e yakın yeni ürün ile iş ortaklarımızın karşına çıkacağız.

Son olarak varsa eklemek istedikleriniz…

 

Sizlere pandemi dönemi özelinde geçtiğimiz aylarda Pragma Araştırma ve Danışmanlık koordinasyonunda, İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz “Gayrimenkulde 2020 ve Ötesi” araştırmasından bahsetmek isteriz. Yaş ortalaması 37 olan araştırmamızda, hane gelirinin yaklaşık olarak 7.300 TL olarak saptandı. Raporda, gelecek iki yılda evini yenilemek isteyen kesimi mercek altına aldık ve evlerini yenilemek isteyenlerin yüzde 37’si bunu yeni bir konut satın alarak yapmak isterken, yaklaşık yüzde 50’si ise geniş bir tadilat planlıyor. Kalan yüzde 13’lük bölüm ise kentsel dönüşüme odaklanmış durumda.

 

Gayrimenkul alımında, kadınların erkeklere göre daha fazla söz sahibi olduğunu da öğrendiğimiz araştırmada özellikle nihai karar noktasında kadınların kararının önemli olduğunu gördük. Bu durum yaptığımız araştırmada da ortaya çıkan bulgulardan bir tanesi. Cevapları kadın – erkek ayrımında incelediğimizde, satın alma planı yapan kesimin yüzde 85’ini kadınlar oluştururken, bu rakamın tadilat planlayanlarda yüzde 55’e gerilediğini görüyoruz. Diğer taraftan baktığımızda satın alma planı yapanların sadece yüzde 15’i erkek iken, tadilat planlayanlarda bu rakam yüzde 45’e çıkıyor.

 

Özellikle son yıllarda yaşanan depremler ve pandemi nedeniyle tüketicilerin yeni konutlardaki beklentilerinin de ciddi ölçüde değiştiğini ve sonuçlara baktığımızda yeni konut alımının karar alma aşamasında en fazla önem verilen ilk üç kriterin; depreme dayanıklılık, lokasyon ve balkon olarak öne çıktığını söyleyebiliriz. 25-29 yaş arası genç kitle daha fazla lokasyona önem verirken; 30-34 yaş arası yetişkin kitle ise evin balkonlu olmasını daha fazla önemsiyor. Diğer yandan konut satın alacakların yüzde 79’u tercihini apartman dairesinden yana kullanırken, yüzde 18’i villa ya da müstakil ev, yüzde 4’ü ise rezidans arayışında olacağını ifade ediyor. Bununla birlikte katılımların yüzde 84’ü kendi yaşayacakları evi satın almak isterken, yüzde 10’u ailesi için, yüzde 7’si ise yatırım için konut almayı planlıyor.

 

Tadilat tarafına baktığımızda ise tüketicilerin birinci tercihinin banyolarını yenilemek. Banyodan sonra değiştirilmek istenen ikinci yer ise mutfak dekorasyonu. Onu ise giyinme alanları izliyor. Yüzde 41’lik bölüm alacakları yeni ürünlerde dayanıklılığa önem verirken, yüzde 30 ‘uygun fiyat’, yüzde 13 ise ‘kullanışlılık’ konusunun tercihlerini belirliyor.

 

Häfele Türkiye olarak müşteri beklentilerini sürekli olarak analiz ediyor ve yeni koleksiyon ya da çözümlerimizi de bu doğrultuda şekillendiriyoruz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akillibinam.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.