Yeşil Binanızı Nasıl Alırdınız?

Akıllı Bina (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 2377+ kez okundu.
 

Yeşil Binanızı Nasıl Alırdınız?

  Binalar uzun soluklu yatırımlardır. Ortalama bir binanın ömrünün insan ömrüyle karşılaştırılamayacak kadar uzun olması beklenir. En az üç nesil tarafından verimli bir şekilde kullanılması öngörülerek yapılmadıysa o binanın ekonomik, sağlıklı ve sürdürülebilir olduğundan bahsetmek güçtür. Bir binanın nerede yapıldığı nasıl planlandığı kadar çevreyle uyumu, doğal kaynakları akılcı kullanımı ve enerji tüketimi de tasarım sırasında hesaba katılmalıdır.  Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığı malumunuz. Net verilerle %75 dışa bağımlıyız. Tutarının da 50 milyar doların üzerinde olduğunu belirtelim. Yapılaşma doğal kaynakların yaklaşık üçte birini kullanıyor ve ürettiği katı atık oranı %40 düzeyinde. İşte özellikle bizim gibi kaynaklarını üretime dönüştürmekte zorlanan, sürekli tüketip bir türlü yerine koyamayan bir ülkede bina üretmek gelecek adına büyük bir sorumluluktur. Günümüz mimarlarının en önemli sınavı işte bu gelecek sorumluluğu olacak gibi görünüyor. Çevre dostu yeşil binalar yani ÇEDBİK2016 kongresi geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yapıldı. Dayanıklı şehirler için düşünsel dönüşümler ve binadan yerleşkeye bütünsel tasarım için diyalog başlığıyla bir dizi sunum gerçekleştirildi. Kongrenin ana konusu Türkiye'de sürdürülebilir yapı ve yeşil bina konsepti oldu. Aslında Türkiye yeşil bina kavramıyla yakın tarihte tanıştı desek yanlış olmaz. Yeşil bina kavramı bir tür sertifika. Türlü kriterleri var ve bir derecelendirme sistemine sahip. Şimdilik sadece binalar ve mimarları için bir prestij unsuru olan sertifikanın günün birinde inşai önşart olmasını ümit edelim. Yeşil bina sertifikası, daha doğrusu ödülü almış bir binanın en önemli özelliği insandan önce doğayı tasarımının odağı yapması olsa gerek. Çünkü istek ve ihtiyaçlar insandan insana değişen bir konfor ortamı dayatır. Fakat doğanın kriterleri çok nettir. Sözgelimi kışın evinizi 21 derece ısıda sabitleyip üzerinize kışlık giyecekler giymek veya 30 dereceye sabitleyip yaz-kış aynı giysileri tercih etmek insani bir seçimdir ve sınırları yoktur. Unutmayalım ki; doğayı ona en fazla uyumu göstererek koruyabiliriz. Şık imar planları ve  kentsel dönüşüm projeleri yaparken üst yapıyı mükemmel ve cezbedici kriterlerle donatıp, bina ve/veya binaların altyapısını (ormanları, denizi ve temiz suları, havayı, oksijeni) geleceği düşünmeden planl-ayam-ıyorsanız tasarımda bütünsellikten ve sürdürülebilirlikten sözetmeseniz iyi olur. Bu bağlamda binanızın sadece akıllı olması yetmez topluma ve doğaya karşı dürüst te olması gerekir. Akıllı bir binanın, ürettiği değerden daha büyük yıkıcı bedelleri olmamalıdır. Sözgelimi mekanın nemini veya ısısını dengeleyen bir akıllı mekanizma, insan sağlığına zararlı kimyasallar üretiyorsa bu akıllı tasarımın ve binanın verimliliğinden sözedilebilir mi? Biyolojik mekan kalitesi bir yeşil binanın en önemli kriteri olmalıdır. Binalarda yüksek teknoloji ve üstün malzemeler kullanmak her zaman bir "yeşil bina kriteri" olamayabiliyor. Bir yeşil binanın,içinde kurgulanan hava transferi sayesinde ısıtma ve soğutma maliyetlerini en aza indirmesi önemli ve değerli bir kriterdir. Bir diğeri; yine yönlendirilen günışığı sayesinde mekanın tamamının dengeli ve kontrollü ışıklandırılması ve böylece aydınlatma maliyetlerini en aza indirmesidir. Yüksek performanslı yalıtım panelleri ile cephede tavan ve tabanda ısınma ve soğutma ihtiyacını dengelemek te bir başka özellik. Fakat en değerli kriter sanırım geri dönüştürülen malzeme ve enerjinin yapıda kullanımıdır. Bu konu acilen milletçe odaklanmamız gereken en önemli konu belki de. Türkiye'de ilk kez yeşil bina sertifikasını 2007 yılında Gebze'deki RMI Kimya binası almış. Laboratuvar ve ofis bloğundan oluşan yapı kompleksi, enerji korunumu ve  yeniden üretimi konusunda başarılı bir tasarım olduğu için ödüle değer bulunmuş. Ayrıca İstanbul Kanyon AVM, İşBankası-İş Kuleleri, Bursa Anatolium AVM de yakın zamanda %70 ve üzerinde puan alarak "seçkin yapı" düzeyinde derecelendirilerek yeşil bina sertifikası alan projeler arasına girmiş. Yeşil bina konseptindeki yapılaşmaya yönelmek, mimarlar ve müteahhitler için öncelikle bir sosyal sorumluluk projesi olmalıdır. İnci GÜÇLÜER
  Binalar uzun soluklu yatırımlardır. Ortalama bir binanın ömrünün insan ömrüyle karşılaştırılamayacak kadar uzun olması beklenir. En az üç nesil tarafından verimli bir şekilde kullanılması öngörülerek yapılmadıysa o binanın ekonomik, sağlıklı ve sürdürülebilir olduğundan bahsetmek güçtür. Bir binanın nerede yapıldığı nasıl planlandığı kadar çevreyle uyumu, doğal kaynakları akılcı kullanımı ve enerji tüketimi de tasarım sırasında hesaba katılmalıdır.  Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığı malumunuz. Net verilerle %75 dışa bağımlıyız. Tutarının da 50 milyar doların üzerinde olduğunu belirtelim. Yapılaşma doğal kaynakların yaklaşık üçte birini kullanıyor ve ürettiği katı atık oranı %40 düzeyinde. İşte özellikle bizim gibi kaynaklarını üretime dönüştürmekte zorlanan, sürekli tüketip bir türlü yerine koyamayan bir ülkede bina üretmek gelecek adına büyük bir sorumluluktur. Günümüz mimarlarının en önemli sınavı işte bu gelecek sorumluluğu olacak gibi görünüyor. Çevre dostu yeşil binalar yani ÇEDBİK2016 kongresi geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yapıldı. Dayanıklı şehirler için düşünsel dönüşümler ve binadan yerleşkeye bütünsel tasarım için diyalog başlığıyla bir dizi sunum gerçekleştirildi. Kongrenin ana konusu Türkiye'de sürdürülebilir yapı ve yeşil bina konsepti oldu. Aslında Türkiye yeşil bina kavramıyla yakın tarihte tanıştı desek yanlış olmaz. Yeşil bina kavramı bir tür sertifika. Türlü kriterleri var ve bir derecelendirme sistemine sahip. Şimdilik sadece binalar ve mimarları için bir prestij unsuru olan sertifikanın günün birinde inşai önşart olmasını ümit edelim. Yeşil bina sertifikası, daha doğrusu ödülü almış bir binanın en önemli özelliği insandan önce doğayı tasarımının odağı yapması olsa gerek. Çünkü istek ve ihtiyaçlar insandan insana değişen bir konfor ortamı dayatır. Fakat doğanın kriterleri çok nettir. Sözgelimi kışın evinizi 21 derece ısıda sabitleyip üzerinize kışlık giyecekler giymek veya 30 dereceye sabitleyip yaz-kış aynı giysileri tercih etmek insani bir seçimdir ve sınırları yoktur. Unutmayalım ki; doğayı ona en fazla uyumu göstererek koruyabiliriz. Şık imar planları ve  kentsel dönüşüm projeleri yaparken üst yapıyı mükemmel ve cezbedici kriterlerle donatıp, bina ve/veya binaların altyapısını (ormanları, denizi ve temiz suları, havayı, oksijeni) geleceği düşünmeden planl-ayam-ıyorsanız tasarımda bütünsellikten ve sürdürülebilirlikten sözetmeseniz iyi olur. Bu bağlamda binanızın sadece akıllı olması yetmez topluma ve doğaya karşı dürüst te olması gerekir. Akıllı bir binanın, ürettiği değerden daha büyük yıkıcı bedelleri olmamalıdır. Sözgelimi mekanın nemini veya ısısını dengeleyen bir akıllı mekanizma, insan sağlığına zararlı kimyasallar üretiyorsa bu akıllı tasarımın ve binanın verimliliğinden sözedilebilir mi? Biyolojik mekan kalitesi bir yeşil binanın en önemli kriteri olmalıdır. Binalarda yüksek teknoloji ve üstün malzemeler kullanmak her zaman bir "yeşil bina kriteri" olamayabiliyor. Bir yeşil binanın,içinde kurgulanan hava transferi sayesinde ısıtma ve soğutma maliyetlerini en aza indirmesi önemli ve değerli bir kriterdir. Bir diğeri; yine yönlendirilen günışığı sayesinde mekanın tamamının dengeli ve kontrollü ışıklandırılması ve böylece aydınlatma maliyetlerini en aza indirmesidir. Yüksek performanslı yalıtım panelleri ile cephede tavan ve tabanda ısınma ve soğutma ihtiyacını dengelemek te bir başka özellik. Fakat en değerli kriter sanırım geri dönüştürülen malzeme ve enerjinin yapıda kullanımıdır. Bu konu acilen milletçe odaklanmamız gereken en önemli konu belki de. Türkiye'de ilk kez yeşil bina sertifikasını 2007 yılında Gebze'deki RMI Kimya binası almış. Laboratuvar ve ofis bloğundan oluşan yapı kompleksi, enerji korunumu ve  yeniden üretimi konusunda başarılı bir tasarım olduğu için ödüle değer bulunmuş. Ayrıca İstanbul Kanyon AVM, İşBankası-İş Kuleleri, Bursa Anatolium AVM de yakın zamanda %70 ve üzerinde puan alarak "seçkin yapı" düzeyinde derecelendirilerek yeşil bina sertifikası alan projeler arasına girmiş. Yeşil bina konseptindeki yapılaşmaya yönelmek, mimarlar ve müteahhitler için öncelikle bir sosyal sorumluluk projesi olmalıdır. İnci GÜÇLÜER
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akillibinam.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.