Bir yazımda “ Akıllı Binalar Bir Modamı?” demiştim. Akıllı bina gerçekten akıllı ve insanın yaşamını kolaylaştırıp çevreyi de koruyorsa elbet faydalı.
Bir yazımda “ Akıllı Binalar Bir Modamı?” demiştim. Akıllı bina gerçekten akıllı ve insanın yaşamını kolaylaştırıp çevreyi de koruyorsa elbet faydalı. Ama binalar bu kurallara aslında çok da uymuyor. Bırakın akıllı olmayı özellikle konutlarda çocuklara uygunluk bile son derece uygunsuz.
Konutlarda elbette çocuklu çocuksuz birçok kişi/ aile oturuyor. Özellikle bazı konutlar çocuklu ailelere pazarlanmak üzere üretiliyor. Pazarlama araçlarında mutlu anne, baba, bahçede oynayan çocuk resimleri çokça kullanılıyor. Peki, bu evler ne kadar çocuklara uygun?
4-1.5 yaş arası 3 çocuklu bir aile. 4 yaşındaki çocuk yetişkin tuvaleti üzerine aparat konulmadan tuvaletini yapamıyor doğal olarak. Aparatı kim koyacak bir büyük. Boyu lavaboya yetişmiyor elini kim yıkatacak bir büyük. “Tuvalet ve lavaboda basamak ve tuvalet aparatı kullanın” diyeceksiniz.
Elbette kullanılır ama 3 banyosu 4 tuvaleti olan bir evde 3-4 yaşında tuvaletini kendi yapması gereken çocuk yetişkin tuvaletini mi kullanmak zorunda, elini yetişkin lavabosunda mı yıkamak zorunda? Üstelik bu evlerden 600 adet civarında yapılmış. Diğer 2 küçük de yakın bir zamanda tuvalet eğitimi alacak.
Diyeceksiniz ki herkes çocuklu mu? Misafiri gelir, sonradan çocuk olur, seçenekli sunulabilir falan. Asıl mesele bunun düşünülmemiş olması.
Diğer bir nokta da merdivenlere çocuk boyuna göre tırabzan konulmaması. Bu küçük detayların maliyeti çok artıracağını sanmıyorum. Sadece düşünmek, önemsemek gerekiyor. Yine başka bir konu mutfak dolap tutacaklarının/kulplarının modeli ve kullanım şekli/ yönünün bebeklerin/ çocukların başını vurabilecekleri yükseklikte olması.
Konut girişlerinin bebeklilere, bebek arabalarına, engelli arabalarına uygun olmaması ise bambaşka bir sorun. Yardımcı olmadan 3 çocuk ile kapısı yerin bir kat altındaki lüks evlere girmeniz mümkün değil. Ev içindeki sert/ sivri kenar köşeler, merdiven şekilleri, kaygan zeminler, (Bir damla su kaygan zeminde sırt üstü veya yüz üstü düşürmeye yetiyor. ) hala açık, bebeklerin kolayca oynayabileceği yüksekliğe konan prizler ne yazık ki var. Her biri can güvenliği için ayrı bir detay.
Bunlar yaşayarak gördüklerim. Hem de son dönem yapılan lüks olarak çok yüksek rakamlara pazarlanan konutlar. Diyeceksiniz ki hiç mi satın alanın veya inşaata temelden girenin kabahati yok. Elbette var. İnsanlar aldıkları evin kullanımından çok semt, gösteriş vs. noktalarına dikkat ediyorlar. Bazı inşaat firmaları da konutlar teslim edilene kadar ev sahiplerine evi göstermiyor, şantiyeye sokmuyorlar. Sonrası sürpriz ve detay kullanımlarında zorluk olur.
HER PROJE ÇOK İDDİALI
İnşaat sektörü gelişti, deneyimler arttı, farklı projeler yapılıyor, “ bizim projemiz en farklı proje” lafları havada uçuşsa da aslında müşteri odaklılık havada kalıyor. Projeler iddialı olmasına iddialı ama yaşamı ne kadar kolaylaştırıyor?
Sadece konut değil, çocukların kullanabileceği diğer binalarda durum nasıldır?
Evinde zaman geçirmeyen, çocuk deneyimi olmayan kişiler konut projesine girmemeli. Veya çocuklu ailelerin kullanımları, talepleri dinlenmeli fakat, bir müteahhit tanıdığım şöyle dedi yakın zamanda (inşaat sektöründeki kriz ortamında) ”insanların ihtiyaçlarına göre değil, kendi ihtiyaçlarımıza göre (kolay pazarlama, karlılık, vs.) ev yapmak gerek”.
Yani “müşterilerin ihtiyaç, dilek ve temennileri önemli değildir” dedi. Hadi dönelim akıllı binalara, akıllı binalar da bu bakış açısıyla yapılırsa/ yapılıyorsa ne olacak?
Türkiye’de inşaat sektörü çok ilerledi. Fabrika, yol, endüstriyel alanlar gibi önemli bilgi birikimi gerektiren alanlarda çok iyi işler yapılıyor ve yurt dışında da önemli başarılar var. Fakat konut konusu önemli. Malum “dünyada mekan, ahrette iman” gerekiyor.
Dünyada yaşadığımız mekanlar için tüketici olarak, konut projesi yapan firmalardan çocuklu aileler olarak biraz daha özen, ilgi ve düşünce istemek herhalde hakkımız. Göstermelik çalışmalar değil, yaşamı kolaylaştıracak ve bütün hayatı etkileyecek detaylarda ince düşünce bekliyoruz.
Konut yapmak sorumluluk ister, yaptığınız konut can emniyeti açısından bir tuzak, hayat boyu devam edecek alışkanlıklar için negatif davranışlar yerleştirebilir. Bir anne ve çocuğu sürekli negatif iletişime sürükleyebilir (Boyu lavaboya yetişmediği için el yıkamak istemeyen, azar işiten veya basamaktan düşen, annesinden laf işiten veya tuvalet aparatını ellemek zorunda olan çocuk).
Sözün özü; Proje sahipleri konutları sattıktan sonra insanların yaşamlarına nasıl etki ettiklerini biliyorlar mı, önemsiyorlar mı, hani o “geleceğimiz” dediğimiz çocukları ne kadar düşünüyorlar? Ayrıca akıllı binalar çocuk kullanımına ne kadar uygun? Merak ettim.