Hiç Abu Dabi Havalimanı projesinin dâhiyane mimari tasarımının nasıl ortaya çıktığını merak ettiniz mi? (bkz. "Abu Dhabi International Airport" )
Ya da Londra'nın tam ortasından geçen Crossrail Londra adlı devasa tren garının? (bkz. "Crossrail London Project" )
Her ikisi de daha önce "BIM - Kervan Artık Bilgisayarda diziliyor" adlı yazımda bahsettiğim BIM, yani Building Information Modeling ya da Yapı Bilgi Modeli'yle gerçekleştirilmiş devasa projelerdir. BIM bir yazılım ürünü değil, disiplinlerarası bilgi paylaşım platformudur. Günümüz karmaşık yapılarında mimarlık, mühendislik ve inşaat birimlerinin en üst düzeyde, en hızlı ve en doğru bilgi akışıyla beraber çalışmalarını mümkün kılan modeldir. Teknoloji geliştikçe mimari tasarımlar, dolaysıyla yapılar da gittikçe daha karmaşık bir hal almaktadırlar (bkz. "BIM modelling"). Bırakın yapının kendisini, sadece tesisatı ele alacak olursanız bile, tüm binayı sarmış devasa bir kablo ve boru kafesiyle karşılaşıyorsunuz. Klasik iki boyutlu tasarım, üretim ve montaj süreçleriyle artık bu karmaşık bilgi ağını yönetmeniz mümkün değildir.
Günümüzde bilgi eşittir güçtür, yani ancak doğru bilgiyi doğru platformda paylaşarak içerik, zaman ve sonuçta bütçe olarak başarılı olmanız mümkündür:
BIM = BİLGİ + GÜÇ
Yapı Endüstri Merkezi'nde (YEM) bundan önce gerçekleşen etkinlikte Autodesk şirketi "Şimdi Türkiye'de BIM Zamanı" adlı konferansı düzenlerken, bu defa da dünya mühendislik yazılım firmasıBentley konuyu "BIM'in Önemi - Disiplinlerarası Bilgi Paylaşımı" yaklaşımıyla ele aldı. Konferansta BIM ile yapılan büyük inşaat projeleri anlatılarak, deneyimler paylaşıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Bentley'in Ortadoğu Yapı&İnşaat Genel Müdürü Hassan Dajani, Bentley'in yapı bilgi modellemesinde inşaat sektörüne yazılım teknolojileri tedarik ederek, yapıların tasarımdan inşaata tüm aşamalarına destek olduğunu belirtti. BIM sayesinde tasarım ve inşaatın farklı bölüm ve aşamalarında ve özellikle disiplinler arası işbölümünde doğru ve hızlı bilgi akışı sağlandığından, şirketlerin kârlarını arttırmak için bu teknolojiden faydalanıyor. Binanın tüm tasarım ve inşaat süreçleri bu teknolojiyle dijital ortamda görülebildiğinden, projede çalışan her birim üretim sürecine dâhil olup, katkıda bulunabiliyor. Abu Dabi Havalimanı veya Singapur'daki ALDAR şirketinin merkez binası gibi büyük projelerde örneğin, Bentley yazılımlarıyla doğru ve güvenilir bilgilerin dijital kaynağa aktarılarak BIM'in etkin şekilde kullanılması sağlanmış.
IS-Otomasyon ve Mühendislik&CCC BIM Merkez Yöneticisi Issam El-Absi ise BIM inşaat sürecine katkısını çok somut örneklerle gösterdi. TAV, CCC ve Arabtec'in beraber gerçekleştirdiği Abu Dabi Havalimanı 3 milyar dolarlık bir proje. 700'000 metrekarelik bir alana yayılıyor ve saatte 8500 yolcuyu 105 adet çıkış kapısına yönlendiriyor. Ana binanın tasarımı vatozu andırıyor ve aynen bu deniz canlısının yaptığı gibi, düz çöl arazisi üzerine zarif bir şekilde yayılıyor. Ancak tek kuyruk yerine, yine denizyıldızını andırırcasına dört kolunu hafif kıvrımlarla araziye ve havalimanının etrafına doğru uzatıyor. Böylece ortaya hem göze hitap eden hem de sayısız yolcu çıkış kapısını en fonksiyonel şekilde çözmüş bir ileri teknoloji ve estetik tasarım harikası çıkıyor.
Ancak böylesine anıtsal yapılar, mimari tasarım kadar inşaat mühendisliği harikasıdırlar da aynı zamanda. Çünkü vatoz şeklindeki ana binayla denizyıldızı kolların birleşimini ancak doğru taşıyıcı iskeletle ayakta tutabilirisiniz. Daha doğrusu taşıyıcı iskelet zaten tasarımın kendisini oluşturmaktadır. Bu da mimarla inşaat mühendislerinin daha en baştan itibaren beraber çalışmasını zorunlu kılmaktadır. Ama bunun ötesinde projenin gerçekleşmesinde camlardan tesisata ve yer döşemelerinden yolcu bagajlarına kadar sayısız uzman ekip gerekmektedir. Bay El-Absi'nin verdiği rakamlara göre bu gibi havalimanı projelerinde 120 ayrı farklı uzman birim beraber çalışmak ve böylece aynı dili kullanmak zorundadır.
Bundan ötürü de artık üç boyutlu 3D (three dimension) değil, projeyi çeşitli zaman dilimlerinde gösteren dört boyutlu 4D ve ona göre farklı bütçeleri de yansıtan beş boyutlu 5D yazılımlarla tasarlamak zorundasınız. Bunun ne gibi somut faydaları olduğu ise yine Abu Dabi Havalimanı projesinde görülmüştür: Ana bina inşa edilirken ara bir bölüm için altı aylığına 5 veya 8 adet ek vinç gerekli olmuştur, bunun maliyeti de 2 milyon dolar civarındadır. Ortak çalışma platformu BIM sayesinde o bölümle ilgili tüm birimler hemen bir araya gelmiş ve yapılan araştırmalar sonucu o vinçlere günde sadece 2 saat boyunca ihtiyaç olduğu anlaşılmıştır. Yine BIM sayesinde o vinçlerin gün içersinde atıl durdukları başka bölümlerden buraya aktarılması ve gerekli iş bölümünün hızla gerçekleşmesi sağlanmıştır. Böylece tek kalemde büyük bir kalem ek masraf önlendiği gibi, mevcut vinçler de daha verimli kullanılabilmiştir.
Issam El-Absi'ye göre böylesi büyük projelerde BIM modelinin oturtulması 6 ay sürüyor ve maliyeti de toplam projenin 1,5'uğunu kapsıyor. Bu konuda en büyük sorun hazır yetişmiş eleman bulmak, özellikle de BIM director ve BIM manager seviyelerinde. Tabii mimar, mühendis ve inşaatçıların yanı sıra projeye dâhil olan tüm birimlerdeki elemanların da BIM ortak çalışma platformuna katılacak donanıma sahip olması gerekiyor.
Peki, bu elemanları kim yetiştirecek?
Tabii ki öncellikle üniversitelerin mimarlık, mühendislik ve inşaat bölümleri.
Bunun nasıl olması gerektiği konusunda da Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden Doç. Dr. Birgül Çolakoğlu çok önemli bilgiler verdi. Eğitim sistemine entegrasyonu ile ilgili konuşmasında, BIM'in inşaat ve mimarlıkta yeni çağın yeni teknolojisi olduğunun altını çizdi. Geleceğin inşaat sektörünün, yapı bilgi modellemesine doğru yöneldiğinin ve gelecek 10 yıl içersinde bunun daha da hızlanacağını belirtti. Son 3 yılda BIM teknolojisinin Türkiye'ye de girdiğini ve bu konuda bilinçlenmenin arttığına dikkat çekti. BIM'in inşaat maliyetlerini 30 oranında indirdiğinin özellikle altını çizen Çolakoğlu, tasarımcıların farklı konseptler kullanmak ya da tasarımlarını optimize etmek için bu yapı bilgi modelinden faydalanabileceğini belirtti.
Dünyada ise BIM kullanımı konusunda Amerika lider, özellikle Autodesk faal olarak kullanılıyor ve 2000 yılından itibaren bu konudaki bilinç ve teşvik artmış durumda. Aynı şekilde Norveç, Finlandiya ve Danimarka gibi Kuzey Avrupa ülkeleri de bu konuda atılım yapmış durumdalar. Doğuda Çin ve güneyde de Latin Amerika BIM konseptini uygulayan ülkelerden. En ilginci de Almanya'nın bu konudaki çekingenliği ve Siemens'in merkez binasını tasarlayan Danimarkalı mimar Louis Becker'in beraber çalışabileceği BIM uzmanı Alman mühendisi bulamadığından, projeyi geleneksel yöntemlerle gerçekleştirmek zorunda kalmış olmasıdır. İngiltere ise inisyatif alarak, resmi ihalelerde 2016'dan itibaren sadece BIM bazlı projeleri kabul edeceğini bildirmiştir.
Birgül Çokaoğlu'nun da belirttiği gibi, devlet öncülük etmeden Türkiye'de üniversitelerde BIM uzmanı mimar, mühendis ve inşaatçıların yetişmesi çok zor. Bu konuda endüstri üniversitelerin önünde ve bu açığı kapatmak için de ülkemizde aynen İngiltere'de olduğu gibi devlet bir ara süre tanıyarak BIM kullanımını resmi projelerde zorunlu kılmalıdır. Ancak böyle olursa yurtdışında da yapı şirketlerimiz alt değil ana yüklenici durumuna gelebilirler.
Çolakoğlu, üniversitelerde öğrencilerin hala "orkestra şefi" gibi tek merkezli yetiştirildiklerini ve verilen eğitimde disiplinlerarası bilgi paylaşımının ve ortak çalışmanın öneminin altının çizilmediğini ifade etti.
Oysa günümüz bilgi çağında her konuda matematiksel ve soyut ortak çalışma platformunda işi optimize etmesini bilen uzman elemanlara ihtiyaç var.
Yeni nesiller her türlü global dev orkestrada yer alabilecek uzmanlar konumuna gelmek durumundalar.
Doğru bilgiyi, doğru kişilerle, doğru şekilde paylaşma becerisinden yoksun olarak yetişen genç nesillerin global dünyada var olmaları gittikçe daha da zor olacaktır.
Onları yetiştiren ülkelerin de öyle.
Evet, Türkiye için gerçekten de BIM zamanı!