Zuhal Nakay
Köşe Yazarı
Zuhal Nakay
 

BIM - Kervan Artık Bilgisayarda Diziliyor

Bilirsiniz, ‘kervan yolda dizilir’ diye bir deyimimiz vardır. Galiba bu bizi çok iyi anlatan bir özelliktir, çünkü planlı ve programlı davranmak yerine, işe bir an önce başlayıp olası sorunları onlarla karşılaşınca çözmeye çalışmak milli hasletlerimizdendir. Uzun yıllardır Türkiye’de çalışan bir Alman mimar, iki ülkeyi şöyle kıyaslamıştı: Almanya’da bir inşaata başlamadan önce en ufak bir çivi detayına kadar her şey planlanıp programlanır, bunun için gerekli olan zaman fazlasıyla ayrılır. O yüzden de inşaatın kendisi süratle ve sorunsuz tamamlanır. Oysa Türkiye bir an önce inşaata başlanır ve sorunlar şantiyede halledilmeye çalışılır. Bu yüzden de inşaat hem ilerleyemez hem de problemli olur, işgücü ve zaman israfına, dolaysıyla da ek maliyete neden olur. Ancak biz hem sabırsız ve plansız bir millet olduğumuzdan, hem de ‘dostlar işbaşında görsün’ü en birinci düstur edindiğimizden, hala bir an önce yola koyulup kervanı sonra dizmek huyumuzdan vazgeçemiyoruz. İnşaat sektörünün en sabırsız sektörlerden biri olmasının da payı büyüktür bunda. İşverenler harcadıkları paranın karşılığını bir an önce ‘kanlı canlı’ bina olarak karşılarında görme arzusundadırlar. Binanın kendisi değilse de, temelinin atılmış olması bile büyük oranda rahatlamaya neden olur. Ancak Sezar’ın hakkını da Sezar’a vermek gerek, son yıllarda inşaat sektörümüz gerçekten de güzel işlere imzasını atmış bulunuyor, hem yurtiçinde hem de yurtdışında (bknz. “Türk Müteahhitleri Tarih yazdı!”). Ancak bu kadar başarılı olmalarına rağmen, inşaat firmalarımız özellikle de mega projelerde alt yüklenici oluyorlar. Bunun nedeni de, gittikçe daha karmaşık hale gelen projelerin gerçekleştirilmesinde gerekli donanıma sahip olmamalarıdır. Bu donanımın adı da BIM (Building Information Modeling), yani Yapı Bilgi Modeli’dir. BIM bir program ya da ürün değil, bir yaklaşım, bir sistemdir. BIM’in amacı, üç boyutlu sayısal modelleme yapısıyla, görsel bir modelin çok ötesine geçerek, yapının imalatı ile ilgili tüm bilgileri içeren, sürekli geliştirilebilen, çok işlemli bir yönetim ve bilgi paylaşım platformu oluşturmaktır. Konuya yabancı olanlara şöyle anlatayım: Bildiğiniz üzere bir binanın önce planları, kesitleri ve cepheleri çizilerek, kâğıt üzerinde görünür hale getirilir ve ona göre de inşa edilir. Bu çok yakın bir zamana kadar hep el çizimleriyle gerçekleştirilen bir işlemdi. Ancak binaların gittikçe daha büyük ve karmaşık hale gelmesiyle, el emeğiyle bu iş götürülemez oldu. Bunun üzerine CAD (Computer Aided Design), yani Bilgisayar Destekli Tasarım programları geliştirildi ve tüm dünyada kullanılmaya başlandı. (Artık el çizimi ile eğitim veren mimarlık okulları kalmadı gibi, oysa ben hala mimarların bu çizim tekniğine de hâkim olmaları gerektiğine inananlardanım. Çünkü el çizimiyle yapılan tasarımların ayrı bir şiirselliği oluyor ve özellikle küçük boyutlu narin yapılarda CAD daha kübik ve kaba bir tasarıma neden oluyor gibi. Özellikle onu kullanma beceresi olamayanlarda. Bunun sonucunda da sanki hep birbirinin benzeri binalar türemeye başladı.) Ancak CAD yazılımlarının en önemli özelliği, verilerin birbirinden bağımsız dokümanlarda gösterilmesidir. Kat planları, görünüşler, kesitler vs. hep birbirinden bağımsız verilerdir ve bu verilerden herhangi birinde yapılan değişiklikleri, tasarımcı diğer verilere de aktarmak zorundadır. Bu bir villa söz konusu olduğunda örneğin çok önemli sayılmayabilir, ancak devasa karmaşık projelerde altından kalkılamayacak bir iş yüküne ve dolaysıyla önemli zaman kaybına ve maliyet yüküne neden olur. BIM, yani yapı bilgi modeli veya sisteminde ise, tüm veriler tek bir veri tabanında olduğu için herhangi birinde yapılan değişiklikler, tüm verilerde otomatik olarak güncellenir. Örneğin bir kat planı çizdiniz, kapı ve pencereleri yerleştirdiniz, cephelerini de hazırladınız diyelim. Sonra baktınız ki, bir pencere cephede tam istediğiniz konumda değil. Eğer BIM tarzı bir mimari çizim programı kullandıysanız, cephede hatta 3D ekranında yapacağınız değişiklik anında tüm kat planlarına, kesitlere ve detaylara otomatik olarak aktarılacaktır. Bunun binlerce penceresi, kapısı, duvarı ve döşemesi vs. olan devasa projelerde ne anlama gelebileceğini bir düşünün. Ayrıca istediğiniz çizimi, istediğiniz an, istediğiniz ölçeğe de aktarabiliyorsunuz ki, bu detay planlamaları için bir nimettir. On binlerce paftaya aynı anda hakim olabiliyor ve istediğiniz gibi değiştirebiliyorsunuz. Bu BIM sistemiyle çalışan programlar ise Revit, Archicad ve Allplan’dır. Ve nasıl ki günümüzde CAD bilmeyen mimarların iş bulması mümkün değilse (ancak mevcut orta kuşakta eğitim görevlilerin bile çoğu CAD’i tam olarak kullanamamaktadırlar), yeni nesil mimarlardan da BIM mantığına hâkim olamayanların yakın gelecekte iş bulması zor olacaktır. Dahası mühendis ve hatta tesisatçılarla tüm şantiye çalışanları da bu sistemle proje geliştirmeyi/okumayı öğrenmek zorundadırlar. Çünkü günümüz karmaşık yapılarında, tüm disiplinlerin en üst düzeydeki profesyonel işbirliği şarttır. Bu yüzden de mevcut donanımızla yurtdışındaki büyük projelerde inşaat şirketlerimiz ana değil ancak alt yüklenici olabilmektedirler. Tabii ki bir firmanın BIM mantığına geçmesi kolay değildir, çünkü tüm ekibin eğitilmesi gerekmektedir ve alınan projelerin de bu sisteme uygun olması şarttır. Özellikle yurtiçi projelerde kısıtlı zaman ve bütçe imkânları, böylesi profesyonel yaklaşımları daha baştan devre dışı bırakmaktadır. Çünkü BIM yaklaşımında, göreceli olarak uzun bir hazırlık devresi vardır. Tüm bilgiler tek tek aktarılıp ortak veri tabanında birleştirilir ki, üzerinde rahatlıkla çalışılabilinsin. Bu ise bilgili olmayan bir işveren tarafından gereksiz zaman ve masraf kaybı olarak görülebilir. Ancak ne olursa olsun, inşaat sektörümüzün uzun vadede global anlamda rekabet edebilmesi ancak BIM sayesinde mümkün olabilecektir. Yurt dışında bazı ülkelerde artık sadece BIM bazlı projelere izin verilmektedir. Örneğin kamu binaları ihalelerinde bu sayede çok daha sağlıklı, verimli ve karlı sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca yeşil bina dediğimiz doğa dostu projelerin gerçekleşmesi de, ancak BIM bazındaki disiplinler arası profesyonel işbirliğiyle mümkündür. Bu bağlamda, bölge oturanlarının en doğal ihtiyacı olan ulaşım hakkı dahi gözetilmeden, ülkemizde taşeron sistemiyle uygulanan plansız ve programsız yapı çalışmalarının profesyonellikten ne kadar uzak olduğu daha da belirginleşmektedir. Özellikle Kentsel Dönüşüm çalışmalarının BIM tabanlı olmaksızın başarılı, verimli ve de çağdaş çözümlerle uygulanma şansı yok gibidir. Görüldüğü üzere artık kervan gerçekten de bilgisayarda diziliyor ve develerin atacağı tüm adımlar en küçük detayına kadar önceden belirleniyor. Bu konularda her zaman öncü olan Yapı Endüstri Merkezi’ne (YEM) ve “Şimdi Türkiye’de BIM Zamanı” (26/03/13) adlı konferansı düzenleyen Autodesk şirketiyle, BIM konusundaki başarılı deneyimlerini bizimle paylaşan ERA Mimarlık ve BOLD Mimarlık’a teşekkürlerimi iletmek isterim.

BIM - Kervan Artık Bilgisayarda Diziliyor

Bilirsiniz, ‘kervan yolda dizilir’ diye bir deyimimiz vardır. Galiba bu bizi çok iyi anlatan bir özelliktir, çünkü planlı ve programlı davranmak yerine, işe bir an önce başlayıp olası sorunları onlarla karşılaşınca çözmeye çalışmak milli hasletlerimizdendir.

Uzun yıllardır Türkiye’de çalışan bir Alman mimar, iki ülkeyi şöyle kıyaslamıştı: Almanya’da bir inşaata başlamadan önce en ufak bir çivi detayına kadar her şey planlanıp programlanır, bunun için gerekli olan zaman fazlasıyla ayrılır. O yüzden de inşaatın kendisi süratle ve sorunsuz tamamlanır. Oysa Türkiye bir an önce inşaata başlanır ve sorunlar şantiyede halledilmeye çalışılır. Bu yüzden de inşaat hem ilerleyemez hem de problemli olur, işgücü ve zaman israfına, dolaysıyla da ek maliyete neden olur.

Ancak biz hem sabırsız ve plansız bir millet olduğumuzdan, hem de ‘dostlar işbaşında görsün’ü en birinci düstur edindiğimizden, hala bir an önce yola koyulup kervanı sonra dizmek huyumuzdan vazgeçemiyoruz.

İnşaat sektörünün en sabırsız sektörlerden biri olmasının da payı büyüktür bunda. İşverenler harcadıkları paranın karşılığını bir an önce ‘kanlı canlı’ bina olarak karşılarında görme arzusundadırlar. Binanın kendisi değilse de, temelinin atılmış olması bile büyük oranda rahatlamaya neden olur. Ancak Sezar’ın hakkını da Sezar’a vermek gerek, son yıllarda inşaat sektörümüz gerçekten de güzel işlere imzasını atmış bulunuyor, hem yurtiçinde hem de yurtdışında (bknz. “Türk Müteahhitleri Tarih yazdı!”).

Ancak bu kadar başarılı olmalarına rağmen, inşaat firmalarımız özellikle de mega projelerde alt yüklenici oluyorlar. Bunun nedeni de, gittikçe daha karmaşık hale gelen projelerin gerçekleştirilmesinde gerekli donanıma sahip olmamalarıdır. Bu donanımın adı da BIM (Building Information Modeling), yani Yapı Bilgi Modeli’dir. BIM bir program ya da ürün değil, bir yaklaşım, bir sistemdir. BIM’in amacı, üç boyutlu sayısal modelleme yapısıyla, görsel bir modelin çok ötesine geçerek, yapının imalatı ile ilgili tüm bilgileri içeren, sürekli geliştirilebilen, çok işlemli bir yönetim ve bilgi paylaşım platformu oluşturmaktır.

Konuya yabancı olanlara şöyle anlatayım: Bildiğiniz üzere bir binanın önce planları, kesitleri ve cepheleri çizilerek, kâğıt üzerinde görünür hale getirilir ve ona göre de inşa edilir. Bu çok yakın bir zamana kadar hep el çizimleriyle gerçekleştirilen bir işlemdi. Ancak binaların gittikçe daha büyük ve karmaşık hale gelmesiyle, el emeğiyle bu iş götürülemez oldu.

Bunun üzerine CAD (Computer Aided Design), yani Bilgisayar Destekli Tasarım programları geliştirildi ve tüm dünyada kullanılmaya başlandı. (Artık el çizimi ile eğitim veren mimarlık okulları kalmadı gibi, oysa ben hala mimarların bu çizim tekniğine de hâkim olmaları gerektiğine inananlardanım. Çünkü el çizimiyle yapılan tasarımların ayrı bir şiirselliği oluyor ve özellikle küçük boyutlu narin yapılarda CAD daha kübik ve kaba bir tasarıma neden oluyor gibi. Özellikle onu kullanma beceresi olamayanlarda. Bunun sonucunda da sanki hep birbirinin benzeri binalar türemeye başladı.)

Ancak CAD yazılımlarının en önemli özelliği, verilerin birbirinden bağımsız dokümanlarda gösterilmesidir. Kat planları, görünüşler, kesitler vs. hep birbirinden bağımsız verilerdir ve bu verilerden herhangi birinde yapılan değişiklikleri, tasarımcı diğer verilere de aktarmak zorundadır. Bu bir villa söz konusu olduğunda örneğin çok önemli sayılmayabilir, ancak devasa karmaşık projelerde altından kalkılamayacak bir iş yüküne ve dolaysıyla önemli zaman kaybına ve maliyet yüküne neden olur.

BIM, yani yapı bilgi modeli veya sisteminde ise, tüm veriler tek bir veri tabanında olduğu için herhangi birinde yapılan değişiklikler, tüm verilerde otomatik olarak güncellenir. Örneğin bir kat planı çizdiniz, kapı ve pencereleri yerleştirdiniz, cephelerini de hazırladınız diyelim. Sonra baktınız ki, bir pencere cephede tam istediğiniz konumda değil. Eğer BIM tarzı bir mimari çizim programı kullandıysanız, cephede hatta 3D ekranında yapacağınız değişiklik anında tüm kat planlarına, kesitlere ve detaylara otomatik olarak aktarılacaktır.

Bunun binlerce penceresi, kapısı, duvarı ve döşemesi vs. olan devasa projelerde ne anlama gelebileceğini bir düşünün. Ayrıca istediğiniz çizimi, istediğiniz an, istediğiniz ölçeğe de aktarabiliyorsunuz ki, bu detay planlamaları için bir nimettir. On binlerce paftaya aynı anda hakim olabiliyor ve istediğiniz gibi değiştirebiliyorsunuz.

Bu BIM sistemiyle çalışan programlar ise Revit, Archicad ve Allplan’dır. Ve nasıl ki günümüzde CAD bilmeyen mimarların iş bulması mümkün değilse (ancak mevcut orta kuşakta eğitim görevlilerin bile çoğu CAD’i tam olarak kullanamamaktadırlar), yeni nesil mimarlardan da BIM mantığına hâkim olamayanların yakın gelecekte iş bulması zor olacaktır. Dahası mühendis ve hatta tesisatçılarla tüm şantiye çalışanları da bu sistemle proje geliştirmeyi/okumayı öğrenmek zorundadırlar. Çünkü günümüz karmaşık yapılarında, tüm disiplinlerin en üst düzeydeki profesyonel işbirliği şarttır. Bu yüzden de mevcut donanımızla yurtdışındaki büyük projelerde inşaat şirketlerimiz ana değil ancak alt yüklenici olabilmektedirler.

Tabii ki bir firmanın BIM mantığına geçmesi kolay değildir, çünkü tüm ekibin eğitilmesi gerekmektedir ve alınan projelerin de bu sisteme uygun olması şarttır. Özellikle yurtiçi projelerde kısıtlı zaman ve bütçe imkânları, böylesi profesyonel yaklaşımları daha baştan devre dışı bırakmaktadır. Çünkü BIM yaklaşımında, göreceli olarak uzun bir hazırlık devresi vardır. Tüm bilgiler tek tek aktarılıp ortak veri tabanında birleştirilir ki, üzerinde rahatlıkla çalışılabilinsin. Bu ise bilgili olmayan bir işveren tarafından gereksiz zaman ve masraf kaybı olarak görülebilir.

Ancak ne olursa olsun, inşaat sektörümüzün uzun vadede global anlamda rekabet edebilmesi ancak BIM sayesinde mümkün olabilecektir.

Yurt dışında bazı ülkelerde artık sadece BIM bazlı projelere izin verilmektedir. Örneğin kamu binaları ihalelerinde bu sayede çok daha sağlıklı, verimli ve karlı sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca yeşil bina dediğimiz doğa dostu projelerin gerçekleşmesi de, ancak BIM bazındaki disiplinler arası profesyonel işbirliğiyle mümkündür.

Bu bağlamda, bölge oturanlarının en doğal ihtiyacı olan ulaşım hakkı dahi gözetilmeden, ülkemizde taşeron sistemiyle uygulanan plansız ve programsız yapı çalışmalarının profesyonellikten ne kadar uzak olduğu daha da belirginleşmektedir. Özellikle Kentsel Dönüşüm çalışmalarının BIM tabanlı olmaksızın başarılı, verimli ve de çağdaş çözümlerle uygulanma şansı yok gibidir.

Görüldüğü üzere artık kervan gerçekten de bilgisayarda diziliyor ve develerin atacağı tüm adımlar en küçük detayına kadar önceden belirleniyor.

Bu konularda her zaman öncü olan Yapı Endüstri Merkezi’ne (YEM) ve “Şimdi Türkiye’de BIM Zamanı” (26/03/13) adlı konferansı düzenleyen Autodesk şirketiyle, BIM konusundaki başarılı deneyimlerini bizimle paylaşan ERA Mimarlık ve BOLD Mimarlık’a teşekkürlerimi iletmek isterim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akillibinam.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.