Son yıllarda ortaya çıkan ve otellerle anılan “butik” kelimesi, daha çok küçük ve sofistike konaklama tesisleri için kullanılıyor. Bu tür minyatür özel oteller için seçkin şehir merkezleri veya şehirlerden ya da turistik merkezlerden uzak doğa harikası bölgeler tercih ediliyor. Sosyal konutlar ise düşük ve orta gelirli aileler için devlet veya kâr amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından inşa edilen ve sosyal adalet ile eşitliği amaçlayan ekonomik kiralık veya satılık konutlardır. Genellikle arsa fiyatlarının daha düşük olduğu merkeze uzak bölgelere inşa edilirler. Bu açıdan bakınca da sosyal konut ve butik kavramlarını bir araya getirmek imkânsız gibi gözüküyor.
Ancak Avrupa’daki 7 mimarlık ofisinin sosyal hiyerarşileri yok etmeye amaçlayan yenilikçi sosyal konut tasarımlarına “butik sosyal konut” tanımı çok uygun düşüyor. Sosyal konutlarla ilgili önyargıları kıran ve bu temel bina tipolojisini yeniden yorumlayan söz konusu mimarların eserleri gerçekten de yakından incelenmeye değer.
İlgili makalede belirtildiği üzere, eskiden beri özel konut tasarımı mimarlar açısından adeta sınırsız tasarım özgürlüğü anlamına geliyordu. Özel ve çoğunlukla da varlıklı müşterilerinin hayallerini gerçekleştirirken, basit bir konutu adeta mimari bir şahesere dönüştürüyorlardı. Bu örneklerin arasında Peter Salter’ın 22 milyon dolarlık Walmer Yard konutları, Mies von der Rohe’nin Farnsworth Evi ve Frank Lloyd Wright’ın Şelale Evi gibi eserleri saymak mümkün.
Ancak son yıllarda mimarlık alanında iyi tasarlanmış sosyal konutlara olan gereksinim ön plana çıkmaya başladı. İlk başlarda sosyal konutlar olabildiğince düşük maliyetlere inşa edilen karanlık, soğuk ve sevimsiz dairelerden oluşan “çirkin” çok katlı bina yığınları anlamına geliyordu. Günümüzde ise erişilebilir konut ihtiyacının artmasıyla birlikte, sosyal konut yapımı gittikçe daha büyük oranda doğru ve akıllı tasarlanmış mimarlık ve üst düzey inşaat teknolojisiyle olduğu kadar sürdürebilir tasarımla da ilişkilendirmektedir. Bunun sonucu olarak da kamusal projelerin yanı sıra -kâr peşinde olmadığından- deneysel tasarımı, yaşam konforunu ve akıllı bina teknolojilerindeki öncü gelişmeleri destekleyen yeni bir bina tipolojisi ortaya çıkmıştır.
Projelerle ilgili bütçe, büyüklük vb. detay bilgi edinmek için, yazının sonunda yer alan kaynak makaledeki proje adları üzerine tıklamanız yeterlidir. Proje detay sayfasında, sağ taraftaki galeride yer alan resimlerin üzerine tıkladığınızda, her biriyle ilgili ayrıntılı malzeme listeleri (bilgisayar ekranında resmin sağında/cep ekranında resmin altında) de verildiğini görebilirsiniz. Bunun özellikle sosyal konut projeler bağlamında çok değerli bir bilgi olduğunu düşünüyorum. Proje tanıtım metinleri ise mimarlık ofislerinin tercihine bağlı olarak farklı uzunluktadır.
İnka’da 54 Sosyal Konut
Mimarlık ofisi: Fortuny-Alventosa Morell Arquitectes
Yer: Mayorka / İspanya
Bitiş tarihi: 2023
İspanya’nın turistik beldesi Mayorka’nın kalbinde yer alan bu sosyal konut kompleksi, büyük dikdörtgen kamusal arazi üzerindeki 54 daireden ve otoparktan oluşuyor. Proje, sosyal konut yapımıyla ilgili iki temel yaklaşımı içeriyor: Birincisi, binanın mevcut çevresi veya bağlamıyla tümüyle bütünleşmesi. İkincisi ise hibrit (melez) işlevlerin tüm mekân boyunca sentezlenmesi. Yaşam modülleri sosyalleşmeye imkân veren merkezi bir çekirdek etrafında konumlandırılırken, her bir daire için özel iç avlu, teras veya bahçe öngörülmüş. Kuzey-güney aksında birbirine dik konumlandırılan iki bina bölümünün arasında ortak kamusal alan oluşturulmuş.
Projede pasif ev (dış enerjiye ihtiyaç duymayan yapı) standartları uygulanarak ısıtma ve soğutma masrafları düşürülürken, iç mekânların olabildiğince çok gün ışığı alması sağlanmış. Tüm dairlerde çapraz havalandırma ve güneş kırıcılara yer verilirken, zemin ve duvarlara güçlü ısı yalıtımı uygulanmış ve nemi düzenleyen, nefes alan malzemeler kullanılmış. Cephe, yerel şirketler tarafından geliştirilen mantar ve kireçtaşından dış yalıtımlı, çift tuğla paneller ve yerel ustalar tarafından üretilen karaçam güneş kırıcılarla tasarlanmış. Çatılar ise çevre madenlerden elde edilen dönüştürülmüş çakılla kaplanmış. Bakım kolaylığı sağlamak için, tüm elektrik ile sıhhi tesisat ve borular duvarların üzerine monte edilmiş.
Paris’te Sosyal Konut Kolektifi
Mimarlık ofisi: Atelier du Pont
Yer: Paris / Fransa
Bitiş tarihi: 2015
Projenin yer aldığı Rue de Nantes, Haussmann ve banliyö tarzı binaların bulunduğu oldukça geleneksel bir Paris caddesidir. Yoğun ve bitişik nizamlı yapılaşmanın arasındaki dar arsaya zarif bir şeklide eklemlenen binanın L şeklindeki planı ve yapısal çevresi, zemin katında yüksek ağaçların yer aldığı ortak bir bahçe oluşturulmasına izin vermiş. Caddeye doğru mevcut sokak görünümünü sade bir şekilde devam ettiren proje, bahçe tarafında 1. kattan 6. kata kadar güneye doğru kademelenmiş özel, geniş teraslı daireler şeklinde tasarlanmış. Bu yapı kompleksi iç avluyu çevreleyen üç şehir apartmanıyla birlikte uyumlu bir bütünlük yakalıyor. Siyah seramikle kaplanan cepheler ışığın yoğunluğu ve yönüne göre farklı yansımalar oluştururken, bitişikteki 1993 yapımı Philippe Gazeau imzalı Toit et Joie apartmanının cephe tasarımıyla da devamlılık sağlıyor. Gündelik yaşama sanatsal bir dokunuş kazandırmak amacıyla ortak kullanım alanlarının duvarlarında Atelier YokYok’un mekâna özgün siluetler koreografisinden oluşan çizimine yer verilmiş.
Carabanchel’de 159 Sosyal Konut
Mimarlık ofisi: TAAs
Yer: Madrid / İspanya
Bitiş tarihi: 2022
Şehrin içinde yer alan ve ana caddeye bağlanan bu sosyal konut projesi, kentsel ısıyı düşürme işlevi gören büyük boş kentsel alanların yakınında da yer alıyor. Bu konumdan yararlanmak amacıyla proje iki ayrı bina bölümünün çevrelediği ve aynı zamanda sosyalleşme işlevi de gören iki iç avluyla tasarlanmış. Bu avlularda cephe menfezleriyle çatı pencereleri arasında sağlanan hava akımı için Madrid’in geceleri esen serin kuzey-batı rüzgârlarından yararlanılırken, merdivenle buraya bağlanan daireler ve koridorlar sayesinde binada yüksek iklimsel performans elde ediliyor. Ayrıca rüzgâr alan küçük meydanlara açılan koridorlar, binalar boyunca aydınlatma ve havalandırmayla birlikte sosyalleşme işlevlerini de devam ettiriyor. Güneye bakan yamaçtaki konum, yapı kompleksine çok iyi bir güneş yönelimi de sağlıyor. Şehrin yapısal kültürünü binalara yansıtmak amacıyla kullanılan yerel kumtaşıyla kireçtaşı ve yerel üretimli prefabrik prekast levhalar, aynı zamanda çok dayanıklı ve fazla bakım gerektirmeyen bir yapı malzemesi olarak da öne çıkıyor.
Bayonne’de Séqué 62 Sosyal Konutu
Mimarlık ofisi: GARDERA-D
Yer: Bayonne / Fransa
Bitiş tarihi: 2014
Alışılagelmişin dışında kırsalda yer alan bu sosyal konut kompleksi, doğayla iç içe ortak yaşam konusuna odaklanıyor. Bağlamıyla tümüyle birleşen bu proje, çevresindeki peyzajdan sonuna kadar yararlanan geniş balkonlar ve boydan boya uzanan dairelerden oluşuyor. Bunlar genellikle en sonunda dikkate alınan özellikler olurken, bu projenin çıkış noktasını oluşturmuşlar. Buna karşın projenin kompakt, modüler yapısı inşaat sırasında hem teknik hem de ekonomik açıdan verimlilik sağlamış. Geliştirilen bu rasyonel sistem sayesinde, bütçeye cömert açık alanlar eklenebilmiş.
Romea Sosyal Konutları
Mimarlık ofisi: PICCO architetti
Yer: Ravenna / İtalya
Bitiş tarihi: 2015
Mevcut kentsel dokuyla mükemmel uyum sağlayan proje, aynı zamanda Anic Semti’ni yenilenen Teodorico Parkı’na da bağlamaktadır. Zemin kat planında, çok sayıdaki konut bloklarının yanı sıra, şehir ile sosyal konut kompleksi arasında doğal bir bariyer oluşturan ağaçlar tarafından çevrelenmiş bahçelerle yollara ve otoparklardan oluşan dış mekân bölümlerine de yer verilmiş. Yapıda prekast ve ahşap malzeme ile metal elemanlar kullanılmış. Kaydırmalı olarak konumlandırılan iki bina bölümünün sağladığı alan tasarrufu, Teodorico Park’ına güneydeki eski bir otoyol üzerinden ulaşılabilmesini kolaylaştırmış. Proje 2005’te açılan uluslararası yarışmada birinci gelmiş, ancak yapım aşamasına ancak yıllar sonra geçilebilmiş.
Paris’te 10 Sosyal Konut
Mimarlık ofisi: Dietmar Feichtinger Architectes
Yer: Paris / Fransa
Bitiş tarihi: 2016
Rue Castagnary caddesine bakan bu sosyal konut projesinin L şeklindeki planı, kuzeyinde yer alan binaya göre geri çekilerek iç bahçe alanı oluşturacak şekilde tasarlanmış. Büyüklük ve malzeme açısından bulunduğu semtin kentsel karakteri ve yoğunluğuyla son derece uyumlu olan proje, karşısındaki binalarla görsel bütünlük sağlıyor. Sokağa bakan cephesi geleneksel Paris mimarisinin çağdaş yorumunu yansıtıyor. Dairelere, iç avluda yer alan açık ve paslanmaz çelik ağla kaplı olan metal merdivenden üzerinden ulaşılıyor. Cephe, semtin karakteristik rengine uygun olarak, ince beyaz metal çıtalar ve lamellerle kaplanmış. Hareketli lameller aynı zaman güneş kırıcı görevi de görüyor. Çağdaş cephe tasarımına çevredeki bazı binaların detayları da yansıtılmış. Boşlukların aralıkları çevredeki binalarınkiyle uyumluyken, büyük dikey boşluklar Paris’in pencerelerinden esinlenmiş. Cephedeki alüminyum doğramalar lamellerle aynı renkte tutulmuş. Doğu cephesine eklenmiş olan açık balkonlar, her bir daire için özel dış mekân işlevi görüyor. Proje, Cerqual-Typ-A- Sertifikası’na uygun olarak düşük enerji tüketimi ve güçlü ısı yalıtımıyla “birincil enerji standardını” karşılayacak şekilde tasarlanmış. Çatıda yer alan güneş kolektörlerine kendiliğinden temizlenebilmelerini sağlayan bir eğim verilmiş.
Granollers Belediye Binası İçin 16 Sosyal Konut
Mimarlık ofisi: ONL, arquitectura
Yer: Granollers, İspanya
Bitiş tarihi: 2007
Proje, renk ve ritim içeren hareketli bir dış cephe tasarımıyla iç mekândaki özel yaşama karşıtlık oluşturmak amacıyla tasarlanmış. Öne çıkan estetik elemanlar olarak hareketli paneller dizimi, aynı zamanda iç mekândaki özel yaşamı isteğe uygun perdeleyen ve içeriye süzülen gün ışığını düzenleyen filtre görevi de görüyor. “İki yönlü” düzenlenen dairelerin ortasında yer alan ulaşım çekirdeğinden hem caddeye hem de merkezi iç avluya ulaşmak mümkün. Yan cephelerdeki tek yöne bakan dairelerde çapraz havalandırma mümkün olmadığından, katlar boyunca ulaşım çekirdeğinin iki ucunda da teraslara yer verilmiş. Böylece planın sol kısmındaki komşu binaya bitişik dairelerin bu teraslara açılması ve cephe dairelerinde olduğu gibi çapraz havalandırma yapabilmesi sağlanmış.
Söz konusu 7 projeye daha yakından baktıktan sonra, onları neden butik sosyal konutlar olarak adlandırdığımı belki anlamışsınızdır. Paris’in göbeğindeki iki örneği size bu bilgileri vermeden göstermiş olsalardı, herhalde üst gelir kesimi için inşa edilmiş süper lüks dairler olduğunu varsayardınız. Oysa böylesi seçkin konumlarda da dar gelirli, çocuklu aileler için de özenle tasarlanmış konutları gerçekleştirmek mümkün. Her şey bir ülke yönetiminin neye ne kadar bütçe ayırdığı, hangi konuları önceliklendirdiği ve hangi toplumsal yapıyı hedeflediğiyle ilgili. Söz konusu deneysel projeler bu açıdan önemli bir mihenk taşı oluşturuyor.
Diğer taraftan ülkemizde ve tüm dünyada sosyal konutlara olan ihtiyaç gittikçe büyürken, bu kadar özenli olmayan ancak sonuçta sağlam ve işlevsel, daha sıradan projelerin inşa edilmesi de kuşkusuz doğru bir adımdır. Her bir ülkenin sosyal yapısı, iklim kuşağı ve tabii ki karşı karşıya olduğu afet tehdidi farklı çözümler gerektiriyor. Ancak örnek projelerde görüldüğü üzere doğal çapraz havalandırma, güçlü yalıtım ve doğru yerel malzeme seçimi büyük önem taşıyor. Bunun dışında fazla bakım gerektirmeyen sağlam cephe kaplaması veya dolgusu, tesisatın duvarların dışına monte edilmesi, güneş kolektörlerinin yağışla kendilerini temizleyebilecek eğimde düzenlenmeleri gibi detaylar da tesis yönetimini kolaylaştıran ve dolaysıyla çevresel olduğu kadar ekonomik açıdan da sürdürülebilir çözümlerin olmazsa olmazlarını oluşturuyor. Verilen bütçeleri ve proje metrekarelerini karşılaştırırken, ülkemizde örneğin hangi belediye binalarının hangi rakamlara hangi tasarımlarla inşa edildiğine de bakmak gerekiyor.
Kendi adıma Paris’teki her iki örneği de çok beğendiğimi belirtmek isterim. Ancak daireme bir dış merdivenden ulaşmak fikri bana pek cazip gelmedi, her ne kadar çok sağlam ve paslanmaz çelik ağ ile düşmelere karşı güvenli tasarlanmış olsa da. Bahar ve yaz aylarında yeşil iç bahçeye inmek ne kadar güzelse, kış aylarında küçük çocuklarla o merdivenleri çıkmak o kadar zorlayıcı olabilir. Burada tabii ki kültürel farklılık ve beklentiler de devreye giriyor. Son örnekteki her iki yönde gün ışığı alan sade tasarımlı ferah merdiven evi/ulaşım çekirdeği ise her zaman tercih ettiğim az bulunan bir çözümdür.
Konuyu sonlandırırken ülkemizden de başarılı bulduğum bir sosyal konut örneği vermek isterim. PDG Mimarlar tarafından tasarlanan İBB KİPTAŞ Silivri 4. Etap Konutları, 2022 yılında tamamlandı. Herkesin iyi yaşama ve nitelikli konutlarda oturma hakkı olduğu düşüncesinden yola çıkan bu sosyal konut projesinin, kentle bütünleşen yaklaşımının; fonksiyonel, çağdaş, özgün, renkli mimari tasarımının; geniş ve ferah balkonlarının; yeşil alanlarının ve rekreasyon birimlerinin yanı sıra nitelikli, kaliteli ve hızlı inşa sürecinin de Türkiye’deki sosyal konut anlayışını bir üst seviyeye taşıyan örnek olduğu belirtiliyor. Uluslararası ölçekte de dikkat çeken proje IDA - International Design Awards (Uluslararası Tasarım Ödülleri) 2020 kapsamında Düşük Maliyetli Konut Kategorisi’nde Bronz Ödül’e layık görüldü.
Görsel: Mimarizm KİPTAŞ Silivri 4. Etap Konutları
Devamlarının gelmesi ve bizde de sosyal konutların yeni tasarım normunu oluşturarak sosyal hiyerarşileri ortadan kaldırması veya en azından açılan makası biraz yumuşatması dileğiyle.
Zuhal Nakay, Y. Mimar İTÜ / ETH-Zürich
İlgili makale: Eliminating Social Hierarchies: 7 European Architects Making Social Housing the New Creative Norm