Zuhal Nakay
Köşe Yazarı
Zuhal Nakay
 

Cepheler ve Kentler: Radikal Değişim

Geçtiğimiz iki hafta içersinde tesadüfen birbirini çok iyi tamamlayan iki mimari etkinliğe katılma imkânım oldu. Birincisi İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) düzenlemiş olduğu “Cephe Tasarımı” semineri diğeri ise Yapı-Endüstri Merkezi’nde (YEM) gerçekleşen “Kentlerin Geleceği” konferansıydı. Aynı zaman diliminde gerçekleşen bu etkinlikler hepimizi yakından ilgilendiren hayati konular içerdiğinden, edindiğim bilgileri kısaca siz okurlarla da paylaşmak istedim. YEM’deki konferans yaşadığımız çevre olan kentlere makro ölçeğinde yaklaşırken, İTÜ’deki seminer bu kentlerin yüzü olan bina cephelerine dair mikro düzeyindeki çok önemli bilgileri paylaştı. Her iki konuda da gelecekte büyük hatta radikal değişimler beklenmektedir ve bunlar kuşkusuz ki hayatımızı derinden etkiyecek değişimler olacaktır. Sizlere ilk önce büyük ölçekteki kentsel, sonrasında ise daha küçük boyuttaki cephesel yaklaşımlarının özetini sunmak istiyorum. KENTLERİN GELECEĞİ: Radikal Değişimler (YEM, 12/02/13) Yapı-Endüstri Merkezi’nde 12 Şubat 2013 tarihinde Geberit firmasının sponsorluğunda gerçekleşen bu konferansta, Studio Zeitgeist’ın kurucu direktörü Farid Tabarki sosyal medya, sosyal girişimcilik, trendler, toplum bilimi ve fütürizmin konuları çerçevesinde, gelecekte kentlerimizi ne denli radikal değişimlerin beklediğini son derece çarpıcı örneklerle ve parlak bir sunumla gösterdi. Konuya girerken, twitter’da 34 küsur milyon takipçisi bulunan Lady Gaga’nın sosyal medyayı kullanarak, Amerikalı ünlü talkshow sunucusu Oprah Winfrey’e kıyasla nasıl çok daha kısa sürede çok daha büyük bir hayran kitlesine ulaştığını anlattı. Bu açıdan sosyal medya aslında birçok meslek grubu için benzer bir rekabet ortamı oluşturuyor. Hangi konuda olursa olsun yeteneği, birikimi ve gerekli araçlara sahip olanlar, sosyal medyayı kullanarak kendi ‘müşteri’ portföylerini oluşturmaya başladılar. Böylece sosyal girişimcilik denilen yeni bir meslek alanı oluşmaya başladı ve örneğin evlerini veya arabalarını başkalarıyla paylaşmak isteyenler bunları internet üzerinden kiralayabiliyorlar. Farid Tabarki de bu imkândan yararlanarak Mexico City’deki bir ziyaretinde Meksikalı bir işadamının fazla kullanmadığı antika resimlerle süslü ultra lüks villasında kalmış. Bu enfes villaya günlük 58 Euro öderken, birkaç adım ötedeki lüks otelin 100 m2’lik süit dairesinin fiyatı ise 3000 Dolar civarındaymış. Bu da gelecekte konaklama sisteminin nasıl kökten değişebileceğine dair çok önemli bir işaret. Aynı şekilde kullanmadıkları arabalarını ya da lezzetli ev yemeklerini internet üzerinden paylaşarak para kazanan sosyal girişimciler, yeni meslek ve rekabet alanlarının öncülerini oluşturuyorlar. Ya da Microsoft gibi şirketler, artık çalışanlarının haftada beş gün yerine sadece üç gün ofiste bulunmalarını istiyorlar. Diğer iki gün ofis dışında çalışılıyor, böylece hem ofis binaları küçülüyor hem de trafikteki yoğunluk azalıyor. Evde yalnız başına çalışmak istemeyenler, buna imkân veren cafe gibi ortak sosyal mekânlarında buluşuyor.  Ya da Hollanda’daki örnekte olduğu gibi, ebeveynler dizüstü bilgisayarlarıyla çocuklarının okullarında kendilerine ayrılan özel sınıflarda çalışıyorlar. Böylece hem çocuklarına yakın oluyor, hem de mesleklerinden geri kalmıyorlar. Bir diğer gelişme ise, insanların çeşitli ihtiyaçlarını üç boyutlu baskı sistemiyle (3D Printer ), yani aynı yazıcılarda olduğu gibi püskürterek ‘basabilmeleri’. Şimdilik daha çok oyuncak ve maket boyutunda kullanılan bu teknolojiyle insanların gelecekte tüm günlük ihtiyaçlarını, hatta belki ev ve arabalarını dahi ‘print’ etmeleri mümkün olabilecek (TU Delft'in bu konudaki uzman profesörlerinden Ulrich Knaack, bir taşıyıcı köşe detayını alüminyum benzeri maddeden üç günde print edebildiklerini söyledi). Buna bir de elektrik üreten camlar eklenirse, yani insanlar enerji ihtiyaçlarını bizzat kendi evlerinin camlarından ve çatılarından elde ederlerse, devletlerinden tümüyle bağımsız hale gelip, bahçeli evlerinden oluşan küçük otonom şehirler kurabilecekler. Apple tarafından California’da planlanan yeni özel cepheli fütüristik ofis binasının ihtiyaç duyduğu tüm enerjiyi kendisinin üretmesi öngörülüyor (bkz. “Apple Cupertino” ). Tüm bu gelişmelerin yepyeni kentsel mekânlar yaratacağı ortada. Bunlar gerçekten de radikal değişimler olacak. Bu durumda binaların kendileri ve özellikle de cepheleri, gelecekte günümüzde olduğundan çok daha fazla önem taşıyacak. Bu cephelerin nasıl tasarlanacağı ise İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki seminerde ele alındı. CEPHE TASARIMI: Geleceğin Cepheleri, Cephelerin Geleceği (İTÜ Mimarlık Taşkışla Yerleşkesi, 04-14/02/13)  İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Mimarlık Fakültesi’nde gerçekleşen bu seminerin amacı, günümüzde başlı başına bir tasarım elemanı haline gelen cephe, yani bina kabuğuyla ilgili tüm akademik bilgileri iki haftalık bir seminer şeklinde, başta mimarlar olmak üzere, bu konuda çalışan tüm aktörler ve sektörlerle paylaşmak ve üniversite ile endüstrinin işbirliğini geliştirmektir. Endüstriye gerekli teorik ve pratik birikimi aktarırken, endüstrinin ihtiyaçlarını öğrenmek ve buna uygun profilde uzman mimarlar yetiştirmektir. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ilk kadın rektörü olan Prof. Dr. Gülsün Sağlamer bu konuda temeli 2004’te Delft Teknik Üniversitesi ile beraber atarken, bunun meyvesi olan seminer aynı fakültelerden Prof. Dr. Nil Türkeri’nin, Yard. Doç. M. Cem Altun’un ve Prof. Dr. Ulrich Knaack’ın işbirliği, Asaş, Dekoral, Galpan, Kalebodur, Rheinzinck, Schüco ve Trakya Cam firmalarının sponsorluğunda ve Arı Teknokent’in katkılarıyla gerçekleşmiştir. Günümüzde çok katlı modern bina yapımının hız kazanmasıyla birlikte, cephe tasarımı da başlı başına bir uzmanlık konusu haline gelmiştir. Söz konusu cephe semineri de bu konuda doğru adımların atılması ve sağlıklı çözümlerin bulunması için düzenlenmiştir. Cephelerin tüm yapım maliyeti içersinde 25 ile 40’a kadar bir paya sahip olduğunu göz önünde bulundurursak, bina tasarım ve yapım sürecinde ne kadar önemli bir yer kapladıklarını anlamış oluruz sanırım. Her konuda olduğu gibi, cephe tasarımında da kaliteyle birlikte maliyetler de artmaktadır. Uzman kişilerce kaliteli cephelerin oluşturulması, ilk başta bütçeye ek maliyetler getirse de, uzun vadede sağlanan enerji ve bakım tasarrufu sadece mevcut binalar için değil, bulundukları kentler ve ülkeler açısından hem maddi hem çevresel kazanımlar sağlamakta ve bunun sonucu marka değerini yükselmektedir. Özetle doğru elemanlarla doğru tasarlanmış, iklim koşullarına uygun, doğal aydınlatma ve havalandırmayı kesmeyecek, yangın ile deprem anında gerekli emniyeti sağlayacak ve yatırım değerini düşürmeyecek yeterli mesafe açıklıkları bırakılmış, düzenli bina ile cephe tasarımları, kentlerimizin ve dolayısıyla bizim geleceğimiz açısından hayati öneme sahiptir. Örneğin ana rüzgâr akımlarının önünden blok oluşturan ve birbirlerini gölgeleyen yüksek binalar kısa vadede birbirlerinin, uzun vadede ise oluşturdukları kentlerin ve de doğal çevrelerinin bir nevi ölüm fermanı gibidirler. Bu bağlamda kentlerin kendileri bizim yaşam alanlarımızın ana cephelerini oluşturmaktadırlar. Onlar makro ölçekte ne kadar doğru ve sağlıklı tasarlanırsa, bina cephelerinin kendileri de ancak o oranda sağlıklı ve doğru tasarlanabilir. Özellikle de geleceğe yönelik sürdürülebilir yenilikçi teknolojik gelişmeler açısından. Bu konuda üniversiteler ile endüstri ve de belediyeler ne kadar işbirliği yapsalar azdır. Bu bağlamda İTÜ’nün cephe tasarımı semineriyle konusunda attığı ilk adımın sektör ile kentlerimizin geleceği açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Aşağıda size seminer boyunca ve Yenilikçi Cepheler / Innovative Facades Konferansı’nda (15/02/13)  yer alan tüm akademisyen ve konuşmacıların adlarını veriyorum, böylece hem cephe konusunun farklı alanlarını görebilirisiniz hem de başvurabileceğiniz uzmanların adlarını. Yazımı bitirirken İstanbul Teknik Üniversitesi ile Yapı-Endüstri Merkezi’nin bu güzel etkinliklerinin devamını diler ve her ikisine de mimarlık alanında verdikleri değerli katkılardan ötürü teşekkür etmek isterim. Cephe seminerinde ve toplantıda sırasıyla yer alan uzmanlar ve konuları: Doç. Dr. Hüseyin Kahvecioğlu / İTÜ Mimarlık Fakültesi: Mimari ve Cepheler Prof. Dr. Nil Türkeri / İTÜ Mimarlık Fakültesi: Cephe Sistemleri Prof. Dr. Oğuz Cem Çelik / İTÜ Mimarlık Fakültesi: Cephede Taşıyıcı Sisten Tasarımı Uygulamalı Eğitim: Dekoral Alüminyum Sanayi ve Tic. A. Ş. Doç. Dr. Mustafa Özgünler / MSGSÜ Mimarlık Fakültesi: Cephe Tasarımında Yangın Güvenliği Yrd. Doç. Dr. Cem Altun / İTÜ Mimarlık Fakültesi: Cephe Tasarımında Sistem Bütünleme Prof. Dr. Gül Koçlar Oral / İTÜ Mimarlık Fakültesi: İklimle Uyumlu ve Enerji Etkin Cephe Tasarımı Prof. Dr. Alpin Köknel Yener / İTÜ Mimarlık Fakültesi: Günışığı Etkin Cephe Tasarımı Özgür Tuna / Cephe Kabuğu Danışmanı: Cephe Sistemlerinin Üretim, İmalat ve Montajı Uygulamalı Eğitim: Kalebodur Prof. Dr. Ulrich Knaack / Dipl.–Ing. Tillmann Klein / TU Delft: Future Facades Dr. Stephen Ledbetter / CWCT University of Bath: Window and Cladding Technology Prof. Dr. Mike Eekhout / Octatube TU Delft: Innovative Glass Facades Boran Ekinci, Boran Ekinci Mimarlık: Tasarımda Yenilikçi Cepheler Enis Öncüoğlu, Cem Altınöz / Öncüoğlu Mimarlık – Şehircilik: Tasarımda Yenilikçi Cepheler

Cepheler ve Kentler: Radikal Değişim

Geçtiğimiz iki hafta içersinde tesadüfen birbirini çok iyi tamamlayan iki mimari etkinliğe katılma imkânım oldu. Birincisi İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) düzenlemiş olduğu “Cephe Tasarımı” semineri diğeri ise Yapı-Endüstri Merkezi’nde (YEM) gerçekleşen “Kentlerin Geleceği” konferansıydı. Aynı zaman diliminde gerçekleşen bu etkinlikler hepimizi yakından ilgilendiren hayati konular içerdiğinden, edindiğim bilgileri kısaca siz okurlarla da paylaşmak istedim.

YEM’deki konferans yaşadığımız çevre olan kentlere makro ölçeğinde yaklaşırken, İTÜ’deki seminer bu kentlerin yüzü olan bina cephelerine dair mikro düzeyindeki çok önemli bilgileri paylaştı.

Her iki konuda da gelecekte büyük hatta radikal değişimler beklenmektedir ve bunlar kuşkusuz ki hayatımızı derinden etkiyecek değişimler olacaktır. Sizlere ilk önce büyük ölçekteki kentsel, sonrasında ise daha küçük boyuttaki cephesel yaklaşımlarının özetini sunmak istiyorum.

KENTLERİN GELECEĞİ: Radikal Değişimler

(YEM, 12/02/13)

Yapı-Endüstri Merkezi’nde 12 Şubat 2013 tarihinde Geberit firmasının sponsorluğunda gerçekleşen bu konferansta, Studio Zeitgeist’ın kurucu direktörü Farid Tabarki sosyal medya, sosyal girişimcilik, trendler, toplum bilimi ve fütürizmin konuları çerçevesinde, gelecekte kentlerimizi ne denli radikal değişimlerin beklediğini son derece çarpıcı örneklerle ve parlak bir sunumla gösterdi.

Konuya girerken, twitter’da 34 küsur milyon takipçisi bulunan Lady Gaga’nın sosyal medyayı kullanarak, Amerikalı ünlü talkshow sunucusu Oprah Winfrey’e kıyasla nasıl çok daha kısa sürede çok daha büyük bir hayran kitlesine ulaştığını anlattı. Bu açıdan sosyal medya aslında birçok meslek grubu için benzer bir rekabet ortamı oluşturuyor. Hangi konuda olursa olsun yeteneği, birikimi ve gerekli araçlara sahip olanlar, sosyal medyayı kullanarak kendi ‘müşteri’ portföylerini oluşturmaya başladılar.

Böylece sosyal girişimcilik denilen yeni bir meslek alanı oluşmaya başladı ve örneğin evlerini veya arabalarını başkalarıyla paylaşmak isteyenler bunları internet üzerinden kiralayabiliyorlar. Farid Tabarki de bu imkândan yararlanarak Mexico City’deki bir ziyaretinde Meksikalı bir işadamının fazla kullanmadığı antika resimlerle süslü ultra lüks villasında kalmış. Bu enfes villaya günlük 58 Euro öderken, birkaç adım ötedeki lüks otelin 100 m2’lik süit dairesinin fiyatı ise 3000 Dolar civarındaymış. Bu da gelecekte konaklama sisteminin nasıl kökten değişebileceğine dair çok önemli bir işaret.

Aynı şekilde kullanmadıkları arabalarını ya da lezzetli ev yemeklerini internet üzerinden paylaşarak para kazanan sosyal girişimciler, yeni meslek ve rekabet alanlarının öncülerini oluşturuyorlar. Ya da Microsoft gibi şirketler, artık çalışanlarının haftada beş gün yerine sadece üç gün ofiste bulunmalarını istiyorlar. Diğer iki gün ofis dışında çalışılıyor, böylece hem ofis binaları küçülüyor hem de trafikteki yoğunluk azalıyor. Evde yalnız başına çalışmak istemeyenler, buna imkân veren cafe gibi ortak sosyal mekânlarında buluşuyor.  Ya da Hollanda’daki örnekte olduğu gibi, ebeveynler dizüstü bilgisayarlarıyla çocuklarının okullarında kendilerine ayrılan özel sınıflarda çalışıyorlar. Böylece hem çocuklarına yakın oluyor, hem de mesleklerinden geri kalmıyorlar.

Bir diğer gelişme ise, insanların çeşitli ihtiyaçlarını üç boyutlu baskı sistemiyle (3D Printer ), yani aynı yazıcılarda olduğu gibi püskürterek ‘basabilmeleri’. Şimdilik daha çok oyuncak ve maket boyutunda kullanılan bu teknolojiyle insanların gelecekte tüm günlük ihtiyaçlarını, hatta belki ev ve arabalarını dahi ‘print’ etmeleri mümkün olabilecek (TU Delft'in bu konudaki uzman profesörlerinden Ulrich Knaack, bir taşıyıcı köşe detayını alüminyum benzeri maddeden üç günde print edebildiklerini söyledi).

Buna bir de elektrik üreten camlar eklenirse, yani insanlar enerji ihtiyaçlarını bizzat kendi evlerinin camlarından ve çatılarından elde ederlerse, devletlerinden tümüyle bağımsız hale gelip, bahçeli evlerinden oluşan küçük otonom şehirler kurabilecekler. Apple tarafından California’da planlanan yeni özel cepheli fütüristik ofis binasının ihtiyaç duyduğu tüm enerjiyi kendisinin üretmesi öngörülüyor (bkz. “Apple Cupertino” ).

Tüm bu gelişmelerin yepyeni kentsel mekânlar yaratacağı ortada. Bunlar gerçekten de radikal değişimler olacak.

Bu durumda binaların kendileri ve özellikle de cepheleri, gelecekte günümüzde olduğundan çok daha fazla önem taşıyacak.

Bu cephelerin nasıl tasarlanacağı ise İstanbul Teknik Üniversitesi’ndeki seminerde ele alındı.

CEPHE TASARIMI: Geleceğin Cepheleri, Cephelerin Geleceği

(İTÜ Mimarlık Taşkışla Yerleşkesi, 04-14/02/13) 

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Mimarlık Fakültesi’nde gerçekleşen bu seminerin amacı, günümüzde başlı başına bir tasarım elemanı haline gelen cephe, yani bina kabuğuyla ilgili tüm akademik bilgileri iki haftalık bir seminer şeklinde, başta mimarlar olmak üzere, bu konuda çalışan tüm aktörler ve sektörlerle paylaşmak ve üniversite ile endüstrinin işbirliğini geliştirmektir. Endüstriye gerekli teorik ve pratik birikimi aktarırken, endüstrinin ihtiyaçlarını öğrenmek ve buna uygun profilde uzman mimarlar yetiştirmektir.

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ilk kadın rektörü olan Prof. Dr. Gülsün Sağlamer bu konuda temeli 2004’te Delft Teknik Üniversitesi ile beraber atarken, bunun meyvesi olan seminer aynı fakültelerden Prof. Dr. Nil Türkeri’nin, Yard. Doç. M. Cem Altun’un ve Prof. Dr. Ulrich Knaack’ın işbirliği, Asaş, Dekoral, Galpan, Kalebodur, Rheinzinck, Schüco ve Trakya Cam firmalarının sponsorluğunda ve Arı Teknokent’in katkılarıyla gerçekleşmiştir.

Günümüzde çok katlı modern bina yapımının hız kazanmasıyla birlikte, cephe tasarımı da başlı başına bir uzmanlık konusu haline gelmiştir. Söz konusu cephe semineri de bu konuda doğru adımların atılması ve sağlıklı çözümlerin bulunması için düzenlenmiştir. Cephelerin tüm yapım maliyeti içersinde 25 ile 40’a kadar bir paya sahip olduğunu göz önünde bulundurursak, bina tasarım ve yapım sürecinde ne kadar önemli bir yer kapladıklarını anlamış oluruz sanırım.

Her konuda olduğu gibi, cephe tasarımında da kaliteyle birlikte maliyetler de artmaktadır. Uzman kişilerce kaliteli cephelerin oluşturulması, ilk başta bütçeye ek maliyetler getirse de, uzun vadede sağlanan enerji ve bakım tasarrufu sadece mevcut binalar için değil, bulundukları kentler ve ülkeler açısından hem maddi hem çevresel kazanımlar sağlamakta ve bunun sonucu marka değerini yükselmektedir.

Özetle doğru elemanlarla doğru tasarlanmış, iklim koşullarına uygun, doğal aydınlatma ve havalandırmayı kesmeyecek, yangın ile deprem anında gerekli emniyeti sağlayacak ve yatırım değerini düşürmeyecek yeterli mesafe açıklıkları bırakılmış, düzenli bina ile cephe tasarımları, kentlerimizin ve dolayısıyla bizim geleceğimiz açısından hayati öneme sahiptir. Örneğin ana rüzgâr akımlarının önünden blok oluşturan ve birbirlerini gölgeleyen yüksek binalar kısa vadede birbirlerinin, uzun vadede ise oluşturdukları kentlerin ve de doğal çevrelerinin bir nevi ölüm fermanı gibidirler.

Bu bağlamda kentlerin kendileri bizim yaşam alanlarımızın ana cephelerini oluşturmaktadırlar. Onlar makro ölçekte ne kadar doğru ve sağlıklı tasarlanırsa, bina cephelerinin kendileri de ancak o oranda sağlıklı ve doğru tasarlanabilir. Özellikle de geleceğe yönelik sürdürülebilir yenilikçi teknolojik gelişmeler açısından.

Bu konuda üniversiteler ile endüstri ve de belediyeler ne kadar işbirliği yapsalar azdır. Bu bağlamda İTÜ’nün cephe tasarımı semineriyle konusunda attığı ilk adımın sektör ile kentlerimizin geleceği açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Aşağıda size seminer boyunca ve Yenilikçi Cepheler / Innovative Facades Konferansı’nda (15/02/13)  yer alan tüm akademisyen ve konuşmacıların adlarını veriyorum, böylece hem cephe konusunun farklı alanlarını görebilirisiniz hem de başvurabileceğiniz uzmanların adlarını.

Yazımı bitirirken İstanbul Teknik Üniversitesi ile Yapı-Endüstri Merkezi’nin bu güzel etkinliklerinin devamını diler ve her ikisine de mimarlık alanında verdikleri değerli katkılardan ötürü teşekkür etmek isterim.

Cephe seminerinde ve toplantıda sırasıyla yer alan uzmanlar ve konuları:

Doç. Dr. Hüseyin Kahvecioğlu / İTÜ Mimarlık Fakültesi: Mimari ve Cepheler

Prof. Dr. Nil Türkeri / İTÜ Mimarlık Fakültesi: Cephe Sistemleri

Prof. Dr. Oğuz Cem Çelik / İTÜ Mimarlık Fakültesi: Cephede Taşıyıcı Sisten Tasarımı

Uygulamalı Eğitim: Dekoral Alüminyum Sanayi ve Tic. A. Ş.

Doç. Dr. Mustafa Özgünler / MSGSÜ Mimarlık Fakültesi: Cephe Tasarımında Yangın Güvenliği

Yrd. Doç. Dr. Cem Altun / İTÜ Mimarlık Fakültesi: Cephe Tasarımında Sistem Bütünleme

Prof. Dr. Gül Koçlar Oral / İTÜ Mimarlık Fakültesi: İklimle Uyumlu ve Enerji Etkin Cephe Tasarımı

Prof. Dr. Alpin Köknel Yener / İTÜ Mimarlık Fakültesi: Günışığı Etkin Cephe Tasarımı

Özgür Tuna / Cephe Kabuğu Danışmanı: Cephe Sistemlerinin Üretim, İmalat ve Montajı

Uygulamalı Eğitim: Kalebodur

Prof. Dr. Ulrich Knaack / Dipl.–Ing. Tillmann Klein / TU Delft: Future Facades

Dr. Stephen Ledbetter / CWCT University of Bath: Window and Cladding Technology

Prof. Dr. Mike Eekhout / Octatube TU Delft: Innovative Glass Facades

Boran Ekinci, Boran Ekinci Mimarlık: Tasarımda Yenilikçi Cepheler

Enis Öncüoğlu, Cem Altınöz / Öncüoğlu Mimarlık – Şehircilik: Tasarımda Yenilikçi Cepheler

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve akillibinam.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.