VESSEL NEW YORK
Her ne kadar büyüyüp kalabalıklaşan kentler günümüzde trafik ve yapı yoğunluğu ile cazibelerini önemli ölçüde yitiriyor olsalar da, New York gibi megapoller çekim merkezi olmaya devam ediyorlar. Hatta New York ile birlikte Paris, Roma ve İstanbul gibi marka kentler neredeyse ülkenin kendisiyle özdeşleşmiş durumdalar. Bunların bir kısmı tarihi ve coğrafi özellikleriyle öne çıkarken, bir kısmı da çağdaş mimari yapılarıyla anılıyor. Berlin bu anlamda özellikle birleşmeden bu yana yeni ve yenilenen kent strüktürüyle adeta bir mimari açık hava müzesine dönüşmüşken, Elbfilharmoni Konser Salonu ile Hamburg ve Sanat Müzesi ile de Milwaukee mimari açıdan ses getiren diğer kentler.
Bu ikonik yapılar zincirine katılan sonuncusu ise peteği andıran sıra dışı mimarisiyle New York’taki Vessel strüktürü. Her ne kadar uzaktan soyut devasa bir heykel gibi dursa da toplam 154 merdiveni, 2500 basamağı ve 80 seyir terası ile gezinebilen bir yapı. Yüksekliğinin 45 metre, ağırlığının 600 ton ve maliyetinin de 150 milyon dolar olduğu belirtilmiş. Bu dev strüktürü finanse eden emlak kralı Stephen M. Ross, Vessel’in New York için Paris’in Eyfel Kulesi’yle eşdeğer bir önem taşıyacağından emin. Ross, Vessel’in tasarımı için dünyaca ünlü İngiliz mimar Patrick Heatherwick’i ile anlaşmış; kendisi aynı zamanda Londra’daki Olimpik meşalenin de tasarımcısı.
Konum olarak ise Vessel, New York’un Hudson Yards adındaki yenilenen şehir bölgesinin merkezinde yer alıyor. 2024 yılına kadar 10th ile 11th Avenu arasında 15 adet gökdelenin inşası planlanmış. Ayrıca bölgede 4000 konut, lüks otel, AVM, kültür merkezi, okul ve 28.000 çeşit bitki içeren yeşil alanlar öngörülmüş. Geçen yüzyılın otuzlu yıllarında inşa edilen Rockefeller Merkezi’inden bu yana Hudson Yards New York’un en büyük kentsel dönüşüm alanını oluşturuyor. Hudson Yards Manhattan’ın batı yakasında yer alırken, önceden endüstri bölgesi olan alanda halen kısmen yapılaşacak olan Long Island Demiryolları bulunuyor.
Doğal olarak bu denli simgesel bir kentsel alandaki dönüşüm ve merkezindeki ikonik Vessel yapısı tüm dünyada yankı uyandırmış durumda. Bölgenin en tanınmış emlakçısının böyle bir yatırımı göze almış olması da bu gelişmenin önemini vurgulayan bir girişim. Tabii ki beğeniler kadar eleştiriler de yükselmekte, özellikle yapının işleviyle ilgili olarak. Bu kadar maliyete değer miydi, daha anlamlı bir kentsel kazanım olabilir miydi diye sormak kuşkusuz ki mümkün. Mimar Heatherwick yapının tasarımında Hindistan’daki tarihi su kuyularına inen merdivenlerden ve New Yorkluların fitness tutkularından ilham almış. Ancak bu kadar basamağı tırmanmayı göze alamayanlar için asansör de düşünülmüş. Bu bağlamda değerlendirme yapmadan önce her zaman bir yapının mimarına kulak vermek ve söz konusu kentin entelektüel seviyesini tanımak gerektiğini düşünüyorum.
Vessel’in açılışından itibaren sosyal medyaya düşen resimlere bakılırsa, ziyaretçiler – hamile anneler dâhil – hallerinden oldukça memnun. Biletler tükenmiş bile. Genel olarak da boşluklu yapının meydana yakıştığını ve gerçekten de süslediğini düşünenlerdenim. Etrafındaki yapılar açısından da görsel bir zenginlik katmış gibi gözüküyor. Ancak gidip yerinde görmeden ve uzun süreli kullanımını değerlendirmeden kesin bir sonuca varmak mümkün değil.
Ama tüm bunların ötesinde kentsel dönüşümün bir bütün olarak ele alınması gerektiği ve tüm marka metropollerin ikonik işlevsel mimarileriyle öne çıkmaya çalıştığı bir yüzyılda, New Yorka’taki Vessel ve etrafındaki kentsel yaşam alanının yakından incelenmeye değer bir örnek olduğunu düşünüyorum.
Zuhal Nakay
Y. Mimar İTÜ/ETH-Zürich
Kaynak:
Arkitera (http://www.arkitera.com/haber/31181/heatherwick-studiodan-escher-vari-struktur--vessel)
SpiegelOnline (http://www.spiegel.de/kultur/gesellschaft/new-york-mega-skulptur-vessel-soll-stadtteil-hudson-yards-zieren-a-1112418.html)